İbn-i Sina, tıp, psikoloji, farmakoloji, jeoloji, fizik, astronomi, kimya ve felsefe alanında çağını aşmış bir bilim adamıdır. İbn-i Sina “Avicenna” adıyla ve “El- Kanun” (Canon) kitabıyla tıbba yapmış olduğu büyük katkıdan dolayı tüm dünyaca “Modern Tıbbın Babası” olarak tanınır.

 

İbn-i Sina tarafından çizilen, insan iç organlarını gösteren bir resim

İbn Sînâ, İslam’ın Altın Çağı olarak bilinen ve YunancaFarsça ve Hintçeden eserlerin çevirilerinin yapılıp yoğun bir şekilde incelendiği İslami dönemde önemli çalışmalar yapmış ve ço değerli eserler ortaya koymuştur. 

Horasan ve Orta Asya‘daki Sâmânî Hanedanı ve Batı İran ile Irak topraklarındaki Büveyhîler, bilimsel ve kültürel ilerlemeye çok uygun bir ortam hazırlamışlardı. Bu ortamda Kur’an ve hadis çalışmaları çok ilerlemişti.  Râzî ve Farabi, tıp ve felsefe alanında yenilikler sağlamışlardı.  İbn-i Sînâ; BelhHemedanHorasanRey ve İsfahan‘daki muhteşem kütüphanelerden yararlanma olanağı elde etmiş, bu ortamda yetişmeye başlayan İbn-i Sînâ 10 yaşında Kur’an‘ı ezberlemiş ve ardından edebiyat, dil, fıkıh ve akaid eğitimleri almıştır. Mahmud el-Messâh’tan Hint aritmetiği, Hanefî fıkıh bilgini Ebû Muhammed İsmâil ez-Zâhid’den fıkıh, Ebu Abdullah en-Nâtilî’den Porfirios‘un İsagucî kitabını, Öklid‘in Elementler kitabını ve Batlamyus‘un Almagest eserini okumuştur.

Sâmânî devletinin saray kâtiplerinden Abdullah bin Sina’nın oğlu olan İbn-i Sînâ; hem babasından, hem zamanın ünlü bilginlerinden Nâtilî’den ve Hanefi fakihi İsmâil ez-Zâhid’den dersler almıştır. Geometri (özellikle Öklid geometrisi), mantıkfıkıhsarfnahivtıp ve doğabilim üstüne çalışmalarda bulunmuş. Farabi‘nin el-İbane’si aracılığıyla Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenmiştir. Babası ölünce, Gürgan‘da Şirazlı Ebu Muhammed’den destek görmüş. Tıp Kanunu kitabını da Gürgan‘da yazmıştır.

Buhara yakınlarındaki Efşene köyünde (Özbekistan) 980 civarında dünyaya gelmiş Tıp ve felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 kadar kitap yazmıştır. Tıp alanında yedi yüzyıl boyunca temel kaynak eser olarak süregelen El-Kanun fi’t-Tıb” (Tıbbın Kanunu) adlı kitabı ile ünlenmiş ve bu kitap, değişik Avrupa üniversitelerinde 17. yüzyıl ortalarına kadar tıp biliminde en temel eser olarak okutulmuştur.

İbn Sînâ, Kuşyar isimli bir hekimin yanında tıp eğitimi almıştır. Değişik konular üzerine, 240’ı günümüze kadar gelen 450 kadar makale yazmış, bu yazılarının 150 tanesi felsefe, 40 tanesi de tıp üzerinedir. Eserlerinin en ünlüleri, felsefe ve fen konularını içeren çok geniş bir çalışma olan Kitabü’ş-Şifa (İyileşme Kitabı) ile El-Kanun fi’t-Tıbdır (Tıbbın Kanunu). Bu iki eser, Orta Çağ üniversitelerinde okutulmasıyla birlikte, Montpellier ve Louvain‘de 1650 yılına kadar ders kitabı olarak okutulmuştur. O nedenle çağını aşan ve çağ değiştiren bir alim olarak dünyaca nam yapmıştır.

İbn-i Sînâ, ilk olarak 997 yılında tehlikeli bir hastalıktan kurtardığı Emir’in yanında çalışmaya başlar. Bu hizmetinin karşılığında aldığı en önemli ödül Samanilerin resmi kütüphanesinden dilediğince yararlanmak olur. Kütüphanede kısa süre sonra meydana gelen yangında düşmanları onu bilerek kundaklama yapmakla suçlayarak, kütüphaneden istfadesine son verilir.

22 yaşında babasını kaybeder. 1004 yılının Aralık ayında Samani Hanedanı sona erer. İbn-i Sînâ, Gazneli Mahmud‘un teklifini geri çevirir ve batıya Ürgenç‘e gider. Buradaki vezir, ilim dostu olduğundan ve İbn-i Sina’ya küçük de olsa bir maaş bağlanır. Yetenekleri için kullanma sahası arayan İbn-i Sînâ, Merv‘den Nişabur‘a ve Horasan sınırlarına kadar her bölgeyi adım adım dolaşır. Kendisi de şair ve bilim insanı olan ve İbn-i Sînâ’ya sığınak sağlayan hükümdar Kâbus, bu sırada çıkan ayaklanmada ölünce, himmeti kesilir. Sonunda Hazar Denizi kıyısındaki Gürgan‘da eski bir arkadaşına rastlar ve onun yanına yerleşir. Bu kentte mantık ve astronomi dersleri vermeye başlar. Kanun kitabının başlangıcı bu döneme rastlar.

Daha sonra Rey ve Kazvin‘e geçer ve çalışmalarını burada yapar. Yeni eserler yazmaya burada devam eder. İsfahan valisinin davetine icabet eder. Bunu öğrenen Hamedan emîri İbn-i Sînâ’yı yakalattırır ve hapseder. Emir, kendi yanında çalışmaya zorlarsa da, kısa süre sonra İbn-i Sînâ; kardeşi, iyi bir öğrencisi ve iki köleyle birlikte kılık değiştirip şehirden kaçarlar ve korku dolu bir yolculuktan sonra çok iyi karşılandıkları İsfahan‘a ulaşırlar.

İbn-i Sînâ’nın ömrünün son 10-12 yılı Ebû Câfer’in hizmetinde geçer. Burada doktor, İlim adamı olarak çalışır, Bu yıllarda edebiyat ve filoloji konularında çalışmalar yapar. Katıldığı bir savaş sırasında şiddetli bir kolit hastalığına yakalanır ve daha sonra ruhunu teslim eder. Ölüm yatağında mallarını yoksullara bağışlar, kölelerini azat eder. [Haziran 1037’de 56-57 yaşında vefat eder. Kabri Hamedan‘dadır. İbn-i Sina Tıb’ın babası olmak yanında  metafizik, ruh bilim, akıl ve genel bilimlerle ilgili yepyeni görüşler ortaya koymuştur.

Metafizik

İbn-i Sînâ’ya göre metafiziğin temel konusu, “vücudu mutlak” olan Allah ile yüce varlıklardır. Vücut (var olan) üçe ayrılır: Olası varlık veya ortaya çıkan ve sonra yok olan varlık; olası ve zorunlu varlık (tümeller ve yasalar evreni, kendiliğinden var olabilen ve bir dış neden sayesinde gerekli olan varlık); özü gereği gerekli olan varlık (Allah). İbn-i Sina; Allah’ı, “Vacib-ül Vücud” -yani varlığı zorunlu olan- olarak belirtir ve bu fikir ona hastır.

Ruhbilim

İbn-i Sina, ruhbilimin, metafizik ile fizik arasında bağlantı kuran ve bu iki bilimden de yararlanan bir bilgi alanı olduğunu savunmuş, ruhbilimini üç ana bölüme ayırmıştır: Akıl ruhbilimi; deneysel ruhbilim; tasavvuf ya da gizemci ruhbilim. İnsanların ruhlarının müzikle tedavi edilebileceğini öne sürmüş ve bu yöntemi geliştirmiştir.

Akıl

Bu konudaki görüşleri Aristoteles ve Fârâbî‘den farklı olan İbn-i Sînâ’ya göre, akıl 5 çeşittir; bilmeleke (ya da ‘olası akıl’ açık-seçik ve zorunlu olanları bilebilir); he-yulâni akıl (Bilmeyi ve anlamayı sağlar.); kutsi akıl (Aklın en yüksek aşamasıdır ve her insanda bulunmaz.); mustefat akıl (Kendisinde bulunanı, kendisine verilen “makul”lerin suretlerini algılar.); bilfiil akıl (“Makul”leri yani kazanılmış verileri kavrar.). İbn-i Sînâ, akıl konusunda, Eflatun‘un idealizmi ile Aristoteles‘in deneyciliğini uzlaştırmaya, birleştirici bir akıl görüşü ortaya koymaya çalışmıştır.

Bilimlerin sınıflandırılması

İbn-i Sina’ya göre bilimler madde ve biçim ilişkisi bakımından üçe ayrılır: El-ilm ül-esfel (doğa bilimleri veya aşağı bilimler), maddesinden ayrılmamış biçimlerin bilimidir; mabad-üt-tabia (metafizik), el-ilm’üll-âli (mantık veya yüksek bilimler) maddesinden ayrılan biçimlerin bilimleridir; el-ilm ül-evsat (matematik veya orta bilimler) ancak insanın zihninde maddesinden ayrılabilen, bazen maddesiyle birlikte, bazen ayrı olan biçimlerin bilimidir.

Kendisinden sonraki Doğu ve Batı filozoflarının çoğunu etkileyen İbn-i Sina, müzikle de ilgilenmiştir. 250’yi aşkın yapıtının başlıcası olan Şifâ ve Kanun, tıbbın ve felsefenin temel yapıtı sayılarak uzun yıllar boyunca pek çok üniversitede okutulmuştur.

Eserleri
  • El-Kanun fi’t-Tıb, (ö.s), 1593, “Tıpta Kanun” (Tıp ile ilgili zamanının bilgilerini ihtiva eder. Orta çağda dört yüz yıl Batı’da ders kitabı olarak okutulmuştur. Latinceye on çevirisi yapılmıştır.)
  • Kitabü’l-Necat, (ö.s), 1593, (“Kurtuluş Kitabı”Metafizik konularda[ yazılmış özet bir eserdir.)
  • Risale fi-İlmi’l-Ahlak, (ö.s), 1880, (“Ahlak Konusunda Kitapçık”)
  • İşarat ve’l-Tembihat, (ö.s), 1892, (“Mantık, Fizik ve Metafizik bölümlerini içerir. 20 bölümden oluşur.)
  • Kitabü’ş-Şifâ, (ö.s), 1927, (“Mantık, Matematik, Fizik ve Metafizik konularında yazılmış on bir cilt hacimli bir eserdir. Birçok kere Latinceye çevrilmiş ve ders kitabı olarak okutulmuştur.”). Mantık bölümü, Giriş, Kategoriler, Yorum Üzerine, Birinci Analitikler, İkinci Analitikler, Topikler, Sofistik Deliller, Retorik ve Poetika kitaplarından oluşur. Tabiat Bilimleri bölümü, Fizik, Gökyüzü ve Âlem, Oluş ve Bozuluş, Etkiler ve Edilgiler, Mineroloji ve Meteoroloji, Psikoloji, Botanik ve Biyoloji kitaplarından oluşur. Matematik Bilimleri bölümü, Geometri, Aritmetik, Musiki ve Astronomi kitaplarından oluşur. Yirmi ikinci ve son kitap ise Metafizik‘tir

Gogleden derlenmiştir.

A.K