John Logie Baird ve Televizyonun İcadı
Televizyon 1925 yılında bisküvi kutusu ile icat edilen ve içerisinde uygun şartlar sağlandığında çeşitli görüntüleri size sunacak donanıma sahip olan bir haberleşme aracıdır. Temel olarak ise, elektromanyetik dalgalar halinde yayılan görüntü ve seslerin, ekran ve hoparlör sayesinde alıcıya ulaştırılmasını sağlayan, elektronik bir cihaz şeklinde tanımlayabiliriz.
Elektronik teknolojisinin bir alanı olan televizyon, diğer buluşlarla karşılaştırıldığında insan hayatını direkt olarak etkileyen en önemli buluşlardan biridir. TELE uzak, VİZYON görüntü anlamına gelen iki kelimenin birleşmesinden oluşan televizyon, gerçek veya kaydedilmiş sahnelerin geçici görünür görüntüsünü elektromanyetik dalgalar hâlinde uzaklara iletilme tekniğidir.
21. yüzyılın vazgeçilmez aletlerinden biri olan televizyonun tarihi, 1925 yılında İngiltere’de İskoç mucit John Logie Baird’in keşfiyle başladı. Keşif merakı çocuk yaşlarda başlayan Baird, 12 yaşında, evine bir elektrik sistemi döşedi ardından yoldayken arkadaşlarıyla konuşmasını mümkün kılacak ilk telefon santralini geliştirdi. İskoçya’da Kraliyet Teknik Koleji’nde elektrik dersleri alan Baird, Glasgow Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği okudu. Birinci Dünya Savaşı sırasında eğitimine ara veren mucit, silahlı kuvvetlerde çalışmak istedi ama kabul edilmedi. Başvurusu reddedilen Baird, Clyde Valley Elektrik Enerjisi Şirketi’nde çalışmaya başladı ancak sağlık problemleri işi bırakmasına sebep oldu.
Clyde Valley’den sonra aralarında Trinidad’da bir reçel fabrikasında işçiliğin de bulunduğu çeşitli işlerde çalışan Baird, nihayet 1922’de memleketi Sussex’e geri döndü ve burada tamirciliğe başladı. Nakkaş mucit Baird’in Sussex’deki mütevazı hayatı, 50 yıldır düşlediği televizyon icadı üzerinde yoğunlaşma fırsatı verdi.
Parası olmadığı için ilk televizyonunu bir lavabo ve bir çay tenekesiyle yapan Baird, bir sonraki denemesinde projeksiyon lambasını bisküvi kutusuyla kaplayıp basit bir düzenek geliştirdi ve düzeneğe kullanılmış lenslerle devrelerden tarama diskler ekledi. Baird’in icat ettiği bu düzenek, tahta çubuklar arasına nakış iğneleri ve bal mumuyla tutturulan bir cihaz olarak TV’nin dedesi kabul edilir.
Çalışmalarını bundan sonra da sürdüren mucit, 1925’te hayal ettiği gibi, “Stok ey Bill” adını verdiği ilk ilkel televizyonda görüntü transmisyonunu da gerçekleştirmeyi başardı. Logie Baird’in icadı parlak bulundu ama pek ciddiye alınmadı. Baird’in ilk ilkel TV’yi icat ettiği dönemde, BBC gibi yayıncılar radyoya odaklanmıştı.
İlk Televizyon yayını: 1926’da İskoç J.L. Baird, kendi yaptığı bir aygıtta bir insan portresini 30 satırlık bir taramayla küçük bir ekranda kabaca yayınlayarak, ilk televizyon görüntüsünü elde etti. Baird buluşunu, 1884′te Nipkow adlı bir Alman öğrencinin çalışmalarını değerlendirerek gerçekleştirmişti.
1929’da BBC ilk televizyon deneme yayınlarına başladı. Sınırlı bir kitleye ulaşan ilk deneme yayınında. Günde iki yayın kuşağında hizmet vermeye başladı. ilk kuşakta haber, ikinci kuşakta ise müzik yayını veriyordu. 1936 yılında da dünyanın ilk düzenli TV yayını başlatıldı. Bu sistemde önceleri 240 satırlık tarama, daha sonra da 405 satırlık tarama uygulandı.
1930 yıllarında A.B.D ‘nde yirmi kadar deneme istasyonu, tiyatro, spor olayları ve siyasal konularda yayın yapıyordu. 1945’te A.B.D’nde televizyon için yirmi VHF kanalı (50216 MHz arası) ayrıldı. 1948′de A B.D’ nde yayın yapan yirmi istasyonun yanı sıra, 80 tanesi yayına geçmek için, 300’ü de lisans için başvuruda bulunmuş durumdaydı. Zamanla TV için 70 yeni kanal daha ayrıldı.
Renkli televizyon
Çok zaman önce hayatlarımıza giren, bazılarının ‘en yaygın ve etkili haber kaynağı’ tanımladığı, siyah beyaz olarak başladığı serüvenin daha sonrasında şu an evlerden eksik olmayan renkli televizyonlara geçiş tahmin ettiğiniz gibi çokta kolay olmamıştır.
Renkli ve renkli yayın, ilk olarak yine John Baird tarafından 1938 yılında gerçekleştirildi. Kapalı devre çalışan bu renkli TV.’nin geniş alanda yayın yapması 1950’lerin sonlarına doğru olabildi. ABD’de NBC kanalı ilk renkli yayını 1954 yılında yaptı. Aynı yıl piyasaya çıkan Westinghouse H840CK15 ise halkın kullanımına sunulan ilk renkli NTSC televizyon olma unvanına sahip.
Günümüzdeki renkli televizyon sisteminin temel ilkeleri, 1951 ile 1953 yılları arasında NTSC (National Televizyon System Committee) tarafından ABD’de ortaya konmuştur. Burada ortaya çıkan zorluk, renkli televizyonla siyah-beyaz televizyon sistemlerinin uyuşması olmuştur. Yani siyah beyaz yayın, renkli televizyondan; renkli yayın da siyah beyaz televizyondan renksiz olarak izlenebilmelidir. Siyah-beyaz televizyonda görüntü, üzerindeki her bir noktanın parlaklık farklılığına göre resim işaretine çevrilebilmesi için bir kamera tüpü yeterliydi. Fakat renkli resim iletişiminde öncelikle kırmızı, yeşil ve mavi renklere ait üç renk türü, işaret bileşeni üretilir.
1909 yılında A.C. ve L.S. Anderson mekanik bir tarama, bir selenyum hücre ve cismin renk bileşenlerini ayıran dağıtıcı bir prizma içeren renkli bir sistem önermişti. Alıcıda bulunan eşzamanlı bir disk renkleri yeniden oluşturuyor ve ekranda gösteriyordu. 1920 lerde H.E. Ives Amerika’da ve Baird İngiltere’de kaba bir biçimde renkli televizyon (uzgörüm) sistemlerini sundular. 1940 da RCA üç «orthicon» çekici ile kırmızı, mavi ve yeşil renklerin herbiri için süzücü kullanarak renkli uzgörümün elektronik ve ışık yöntemini açıkladı. Alıcıda kullandığı üç kineskobun herbiri kırmızı, mavi ve yeşil renge duyarlı fosforlu bir maddeyle kaplı idi. Bu Eş anlı Alan Sistemi (Field Simultaneous System) olarak bilinmektedir. Zincirlemeli Alan sisteminde (Field Sequential System) ise, kırmızı yeşil ve mavi süzücüler çekici tüpü önünde alan taraması ile ve alıcıdaki benzer diskle eşzamanlı olarak dönmektedir. Gözleyici bir kırmızı, bir yeşil ve bir alan bileşenini birbirini hızla izleyecek şekilde görecektir. Böylece bu üç karışım, tek bir doğal resim oluşturacaktır. Bu sistem Dr. P. Goldmark tarafındnan CBS de geliştirildı. 1940 yılında ve savaştan sonra B. Amerika.da gösterildi. Zincirlemeli Alan ve Eşanlı Alan Sistemlerinin her ikisi için de siyah beyaz-resmin üç katı kadar bir görüntü bandı genişliği gerekliydi. Çevrilebilirlik özelliği olmadığı için siyah-beyaz alıcılarla renkli resim alınamazdı. Bununla beraber, CBS’nin de öncülüğü ile 1950 yılına kadar güçlü elektronik meraklıları çevrilebilirlik özelliği olmayan bir sistemin benimsenmesi için baskı yaptılar. Karşıtları ve RCA, kullanılmakta olan 10 Milyon alıcıya göre, çevrilebilirlik özelliğini temel alan görüşü benimsediler. Böylece endüstrinin diğer kesimlerinin yardımıyla, çevrilebilirlik özelliğine göre ilk renkli sistem tamamlanmış oldu ve 8 Aralık 1953 de NTSC tarafından onaylandı.
Yayıncılığın her ülkedeki tarihçesi ve bu alandaki gelişmeler, birbirinden farklıdır. Ancak, dünyanın çeşitli ülkeleri arasındaki farkı belirtmek için, 1969 yılındaki televizyon verici istasyon sayılarını verebiliriz: Afrika’da 112; Güney Amerika’da 340; Kuzey Amerika’da 3050; Avrupa’da 6515.
Yayın teknolojisindeki en önemli adım, 1962’de Avrupa ile Amerika arasında haberleşmeyi sağlayacak olan Telstar 2 uydusunun yörüngeye yerleştirilmesidir. Günümüzdeyse uluslararası haberleşme ve yayın amacıyla pek çok uydu kullanılmaktadır.
Türkiye’de Televizyonculuk
Türkiye’de ilk olarak 1953 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından bölgesel olarak ve haftada birkaç saat deneme yayınları başlatıldı. Zaman içinde gelişen televizyon altyapısı TRT’nin İstanbul stüdyoları ve vericisi kurulana kadar TRT’ye de hizmet vermiştir. Ancak TRT Kanunu ile ülkemizde radyo ve TV yayın tekelinin TRT Kurumuna verilmesi üzerine haftada bir yapılan İTÜ-TV yayınlarına son verilmiştir.
14.08.1966’da TRT kapalı devre televizyon eğitimi yayınları başladı.
16.01.1967’de TBMM Bütçe Komisyonu üyeleri için özel kapalı devre televizyon yayını yapıldı.
01.10.1967’de Ankara Televizyonu’nun teknik deneme yayınları başladı.
31.01.1968’de TRT Ankara Televizyonu deneme yayınlarına başladı. Ardından aynı yılda siyah beyaz olarak sürekli yayına başlandı. Başta tek kanalken sonradan TRT1, TRT2 gibi çeşitli TRT kanalları oluşturuldu.
Renkli televizyona geçiş 1980’lerde kısmen gerçekleşti. 1990’lı yılların başında özel televizyon kanalları yayına başladı. Bu arada yukarida görüldüğü üzere Tüpsüz LCD ekranlı Televizyonlar geliştirildi.
Daha sonra aşağıda görülen oldukça ince plazma ekranlı T.V geliştirildi.
Google’den derleme
A.K