Claude Chappe ile Samuel Morse ve Telgrafın İcadı
1793 yılına kadar dünyada iletişim ilkel şekillerde yapılmaktaydı. İletişim aracı olarak ayna, posta güvercini, ateş yakmak, mektup göndermek gibi birçok ilkel yöntem kullanılıyordu. Günümüze kıyasla kendimizi o zamanın şartlarında düşünürsek, karşımıza pek de iç açıcı bir sonuç çıkmayacaktır.
Anlaşılacağı üzere, insanlar tarih boyunca birbirleriyle iletişim kurabilmek için farklı araçlar kullandı. Ancak çok uzaktaki kişilerle sağlıklı bir şekilde iletişim kurmak için icad edilip, geliştirilen ilk elektrikli telekomünikasyon sistemi telgraf oldu . 1800’lü yılların başında icat edilen ve temel olarak bilginin iletken teller üzerinden gönderilmesini sağlayan telgraf, aynı zamanda telefonun icadına da zemin hazırladı.
Fransız “Claude Chappe” 1792 yılında adını telgraf koyduğu bir iletişim sistemi oluşturdu. Bu sistem, iki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan telekomünikasyon düzenidir. Claude Chappe, Tepelerin üzerine kurulmuş kuleler arasında bir iletişim ağı oluşturdu ve her kule üzerinde 49 değişik konuma ayarlanabilen iki uzun kola sahip kendi icadı olan bir alet bulunuyordu. Her konum, bir harfe veya bir rakama karşılık geliyordu. Bu sistem çok başarılı oldu. 19. yüzyılın ortalarında Fransa’daki kule ağı yaklaşık olarak 4828 kilometreyi bulmuştu. Tarihte ilk iletişim teknolojisi olan telgraf, zamanla daha da geliştirilmiştir. Zamanın teknik olanaklarının artmasıyla, mesafeler ve telgraf ağı hayli uzatılmıştır.
1830 yılında Amerikalı Joseph Henry (1797-1878), elektrik akımını teller vasıtasıyla uzaklara taşıyıp, oradaki bir zili çalıştırdı. Zil bir elektromıknatısa bağlıydı. Bu elektrik telli telgrafın doğuşuydu.
1832 yılında Amerikalı ressam Samuel Morse, bir yolculuk sırasında kendisine elektro mıknatıstan söz eden bir yolcuyla tanışmıştı. Telgraf üstünde zaten çalışmaları olan Morse, bu sefer elektro mıknatıslı telgraf için çalışmaya başladı.
1835 yılında, Samuel Morse ilk elektromıknatıslı telgrafını yaptı. O telgrafta bulunan elektromıknatısa bağlı bir kalem vardı. Bu kalem kâğıt bir şerit üzerine elektro mıknatıstan aldığı hareketle zig zag çizgiler çiziyordu. Bu sistem pek başarılı değildi.
Daha sonra “Samuel Morse” ve yardımcısı telgraf düzeneğinde ki, eksiklikleri bularak Telgraf sistemini geliştirdiler ve yapılan çalışmalardan sonra Samuel Morse kendi adıyla anılan nokta ve çizgilerden oluşan bir kodlama sistemi ortaya çıkardılar. Bu kodlama sistemi, daha sonra tüm dünyada kabul gören Mors alfabesiydi. “Samuel Morse” bu alfabeyi kullanarak teller üzerinden elektrik akımı ile mesaj iletmeyi başardı.
Elektrikli telgraflar, bir verici, bir alıcı ve ikisi arasına çekilmiş elektrik hattından meydana gelir. Vericiye maniple denir. Maniple, telgraf şebekesindeki elektrik akımını açıp kapayan anahtarlardır. Manipleye basınca devre tamamlanır ve telgraf şebekesinden akım geçer.
Karşı tarafta ise alıcılar vardır. Alıcılar, elektro mıknatıs bobinlerden yapılmışlardır. Elektro mıknatısın karşısında ileri geri hareket edebilen madeni bir çubuk vardır. Bu çubuk, elektro mıknatıstan akım geçtiği zaman hareket eder. Çubuğun ucundaki mürekkepli kalem bir kâğıt şerit üzerine nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizer.
Sesle çalışan alıcılar da vardır. Bunlar kâğıt bir şeride yazı yazmak yerine, sert bir cisme vurarak tıkırtı çıkarırlar. Tecrübeli telgraf operatörleri, bu tıkırtıları dinleyerek mesajı çözerler. Burada kısa tıkırtı nokta (.), uzun tıkırtı çizgi (-) anlamına gelmektedir.
O yıllarda telgraf en popüler iletişim aracı oldu. İlk telgraf hattı ise 1843 yılında Washington ile Baltimore, Maryland arasına çekildi.
Telgraf Hattı’nın Osmanlı Devletinde Kurulması
Asıl mesleği ressamlık olan Morse, yaptığı keşiften dolayı ilk madalyasını Osmanlı padişahından almıştır. Türk topraklarında telgraf, ilk kez 1847 yılında İstanbul da Beylerbeyi Sarayı’nda Sultan Abdülmecit Han’ın karşısında “Samuel Morse” tarafından bazı araştırmalarda kullanılmak için denenmiştir.
Kırım savaşı esnasında Osmanlı’nın Avrupa ülkeleriyle yaptığı görüşmeler telgrafı Osmanlıya fazlasıyla sevdirmiştir. Sonrasında Osmanlı bu eksikliklerini nasıl gidereceğini ve telgraf gibi bir icadı kolaylıkla topraklarına nasıl getireceğini düşünmeye başlamıştır. İstanbul-Edirne arasına çekilen telgraf hatlarının devamı olarak Gülhane’de ilk telgraf merkezi kurulmuştur. Ülkemiz Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (UIT) ilk kurucularından olmuştur. MORSE alfabesini anlamayan Osmanlı devleti telgraftan pek yaralanamamışlardır. Bunun üzerine Mustafa Efendi ilk Türkçe telgrafı yazmıştır. Ülkemizde 1974 yılında tele santraller aktifleştirilerek, 600 civarı teleks numarası ile bir çok ilde Genteks yöntemi uygulamaya konmuştur. Yıllar süren teknolojiyle Faks-Tel uygulaması oluşturulmuş devamında 81 ilde e-telgraf uygulaması verilmeye başlanmıştır.
Google’den derleme
A.K