Sureti Hak’tan görünmek
Anlaşıldığı üzere cihan şümul olma iddiasında bulunan davaların ya bir din (Müslümanlık, Hristiyanlık, Yahudilik v.d) olarak ya da bir ideoloji (Masonluk, Komünistlik v.d) olarak ortaya çıktıkları görülmektedir. İster dini çerçevede olsun, ister ideoloji çerçevesinde olsun, Cihan Şümül olma iddiası taşıyan davaların mensupları da, iktidar olmak için sürekli birbirleriyle (legal veya ilegal yollarla) mücadele yapmaktadırlar.
Şüphesiz her iktidar namzeti, genelde ayni veya benzer vaatlerde (her daim hürriyet, Adalet, eşitlik, barış, kardeşlik, refah ve saadet vaadinde) bulunulmaktadır. Ki bu vaadler bazen üstü örtülü, bazen de açık olarak belirtilmekte ise de toplumlar, verilen heyacan nispetinde bu vaadlere itibar etmektedir. Dolaysıyla söz konusu davalarin sunum şekli oldukça önem arz etmektedir.
Eğer ki devletlerin yönetim mekanizmasını ele almaya yani iktidara talip kadroların yani önder ve sunucu konumunda bulunanların anlattıkları ile yaşam tarzları arasında bir uyum görülmüyorsa ya da gerçekte uyumlu olmayıp, iktidara geldikten sonra gizli maksatlarını tahakkuk ettirmeyi amaçladıklari için uyumlu görülme rolüne bürünme var ise, ki konum ve görev ne olursa olsun, bu kişiler, sureti haktan görünmektedir.
Evet! Kim ne derse desin, toplumu kandırarak iktidar olmaya çalışan böylesi kadroların, Her zaman halk üzerinde bir karşılığı vardır.
Fertlerin veya grupların, iktidar namzeti olarak ortaya çıkan sureti haktan olan kadroları ayird etmesi de, toplumlarda hakikati araştırma duygusunun gelişmişliğiyle doğru orantılı olsa gerektir.
Kısacası hangi şekilde ve karekterde olursa olsun iktidar seçiminde esas olan beşeri iradenin haktan yana tecelli etmesidir. Ki bu irade, kulturel yapıya göre yani maddiyata veya maneviyata teveccüh etmeye gore ortaya çıkmaktadır. Esasen bu iradeyle toplumlar-milletler kendi kaderlerini tayin etmektedirler. Bu sebeple içtimai basiret yani sahte ile hakikiyi birbirinden ayırt etme basireti toplumsal prensip olarak oldukça önemlidir. Bu basiretin kazanılması, kültürel yapının iki temel unsuru olan ilmi ve imani seviye yüksekliği ile ilgilidir. Ilmi ve teknolojik yönden geri, İmanı zaafa düşmüş toplumlar veya milletler, her zaman sureti haktan görünenlerce aldatılabilir. Ki günümüz siyasi yöneticilerinin çoğu, maalesef sureti haktan görünerek iktidara gelmiştir, denilebilir. Çünkü toplumsal yapı, sureti haktan görünerek iktidara gelmeye müsaittir. Yani günümüzde dünya devletlerinin çoğu (İslam ülkeleri de dahil) iman ve maneviyat cihetiyle zayıf ve hatta bir çoğu inkar içerisinde olduklarından; iktidar namzeti olan, haktan veya sureti haktan yana kadroların sundukları kurtuluş reçeteleri de, aynı veya benzer olduğundan, genelde bu reçetelere bakarak tercih yapma durumunda kalan toplum, cogu kez doğru yapamamaktadir.
Esas olan sunulan plan, programın tutarlılığının ve yapılan sunumların, anlatımların yanında öne çıkan kişilerin, şahsiyet analizlerinin yapılarak, haktan yana mı, yoksa sureti haktan yana mı olduklarının belirlenmesidir. Ki bu da toplumun kültür seviyesi ile iman seviyesinin yüksekliği ile mümkündür.
Ali Kömürcü