MİKRO KOZMOSDAN MAKRO KOZMOSA
Ön söz
Giriş
I.BÖLÜM
Madde-Enerji ve Zaman gerçeği
İzafiyet Teoremi Gelişme Süreci
Özel ve Genel Rölativite teoremi
Tekillik (Birlik-Bütünlük) prensibi
II.BÖLÜM
Asal parçacıkların keşfi süreci
Kuantum teoremi
Dualite ve Belirsizlik prensibi
III. BÖLÜM
Evren Genişlemesinin Keşfi Süreci
Big Bang (Büyük patlama) teoremi
Tahavvül Ve Tekamül Prensibi
IV. BÖLÜM
Simetrik yapılanma ve Çift kutupluluk gerçeği
Simetrik-Çift kutuplu yapılanma teoremi
Çift kutupluluk veya zıtlık Prensibi
V. BÖLÜM
Dört Temel Kuvvetin Keşfi Süreci
Birleşik Kuvvet Alanı Teoremi
Dörtlü Açılım ve Yedili Açılım Prensibi
VI. BÖLÜM
Karadelik ve Akdeliklerin keşfi süreci
Tünel teoremi
Sonu gelmez özgürlük prensibi
VII.BÖLÜM
Dalga mekaniği ve Holografi Gerçeği
Hologram Teoremi
Yaratılış Programı (Kader) ve Açılımı (Kaza) Prensibi
SON SÖZ
SÖZLÜK
KAYNAKLAR
2.BASKI ÖNSÖZÜ
Temel meseleler dediğimiz; maddenin kökeni, kainatın yaratılışı ve yapısı, hayatın kaynağı ve canlı varlıkların oluşumu, tekamülü gibi benzer ve farklı özellikleri ile ilgili konularda, ötedenberi insanlar, her zaman kafa yormuşlar, bu konularla ilgili ilmi cevaplar aramışlardır.Ancak gözlem-deney yapma, aklı kullanma ölçüsünde ve teknolojik imkânların elverdiği ölçüde (teleskopik gözlemlerle ve keşfedilen araçlarla uzayın derinliğine yapılan yolculuklar ve de mikroskopik gözlemlerle maddenin derinliğine incelenmesi nispetinde), kısmen doğru veya eksik bilgiler elde edilebilmiş ve bazı meselelere doğru ve sağlam cevaplar verilebilmiş, bazı meselelere de doğru cevaplar verilememiştir.
Gerçek şu ki, hangi konuda olursa olsun, ne beş duyumuzla doğrudan yapacağımız gözlemler, ne mikroskopik ve teleskopik gözlemler, ne de sadece bilimsel araştırmalar bizi dört başı mamur bir bilgi sahibi edebilir. Ta ki konuyla ilgili vahyi bilgilere önem verilmesine kadar, ancak bu şekilde doğru ve faydalı bilgiler ortaya konulabilir.
Şüphesiz bu şekilde ilmi, felsefi ve vahyi bilgilerin sentezlenmesiyle ve de kısmi yorumlarla, yine de mikro kozmosa ve makro kozmasa ait hakikatlerin dört başı mamur bir şekilde ortaya konulacağı iddia edilemez. Bu nedenle aktarılan bilgilerin ve yapılan yorumların, hem araştırmacılar, hemde okuyucular nezdinde; tekraren ilmi metotlar ve akli-mantıki ölçüler tahtında gözden geçirilip yeni bilgilerle teyit edilmesi ve varsa noksanlıkların ortaya konulması gerekir. Ki bu gayretin olması halinde belki dört başı mamur bilgi seviyesine ulaşılabilinir ve insanlığa faydalı olunabilir. O nedenle doğru sağlam ve faydalı bilgiler sunma konusu, öteden beri bilgi probleminin yani epistemolojinin, en temel meselesi olarak ele alinmaktadir.
Bu kitapta, temel bazı bilimsel teoremler ile bilimsel prensipler-kânunlar ve de vahiy hakikatleri ışığında; mikrokozmosdan, makro kozmosa yani parçacık dünyasından en geniş kâinat âlemi olan uzayın derinliklerine kadar tüm mevcudatın genel yapısı, işletim sistemi ve eserden müesire yani yaratılış başlangıcı, maddenin tekâmülü ve yaratıcı kudret hakkında, özellikle enerji-madde ve hayatla ilgili önemli sırlar açıklanmaya çalışılmıştır.
Yararlanılan kaynaklar, kaynakça bölümünde belirtildiği üzere orta ve yüksek eğitim müfredatına göre hazırlanmış olan genel fizik, nükleer fizik ve astrofizikle ilgili bilimsel nitelikli kitaplarla birlikte Kur’an-ı kerim, hadis ve sünuhat niteliğinde bazı kitaplardır.
Temennimiz, sunulan bilgilerin hangi meslek ve meşrepten olunursa olunsun, tüm okuyucular ve araştırmacılar için ilmi ve imani cihetle hayra vesile olmasıdır.
Gayret bizden, tevfik Allah’tan
M.KUTLU AYTUĞ
GİRİŞ
Günümüzün okuyan ve düşünen insanları, eskiye nazaran daha fazla merak ve gayret içerisinde olup, daha fazla bilgilenme ve öğrenme peşinde koşmaktadır. Özellikle mikro kozmos ve makro kozmosla ilgili konularda ilmi, dini ve felsefi açıklamalara fazlasıyla itibar etmektedirler.
Şüphesiz, mikro ve makro açıdan mevcudat/varlık âlemi ve yaratıcı kudret hakkında doğru-sağlam bilgiler edinilmesi, bu bilgilerin okunabilir ve anlaşılabilir bir hale getirilmesi pek kolay olmasa gerektir. Kaldı ki bu hassasiyete rağmen yine de okuyucuların kolay anlamaları için en az orta öğretim seviyesinde temel fen bilgisi ve astronomi bilgisine sahip olmaları icap etmektedir. Aksi halde anlamakta zorlanma olabilir.
Evet! Öyle konular ve meseleler var ki, ne felsefi, ne akli ve mantiki bir açıklama-yorum yapılabilmekte, ne de gözlem ve deneye dayalı ilmi bir cevap verile-bilmektedir. Bu meseleler, ancak dini yani vahiy hakikatleri nazara alınarak kısmen açıklığa kavuşturulmaktadır. Yani bazı ilmi meselelere ilişkin vahiy hakikatlerinin hareket noktası olarak göz önüne alınmasının elbette ki ilmi gelişmeye katkısı olmaktadır. Bu hakikatleri dikkate almayan bilim adamları ve araştırmacılar, ister istemez bir takım faraziyelerden ve nazariyelerden hareketle araştırmalar yapmak duru-munda kalmakta ve genelde ya zamanlarını boşa harcamakta ya da çaresizlikten bir yerde tıkanıp kalmaktadırlar. Ki bunların bir müddet sonra ya ilmi gayretleri azalmakta ya da akıl sağlıkları bozulmaktadır. Boylesi bilim adamı ve araştırmacılar, esasen ciddi bir keşif ve icad ortaya koyamamakta, çoğu kez kendilerine pay çıkaracak şekilde sadece öğrendiklerini şişirerek aktarmaktadırlar. Öte yandan şu da bir gerçek ki, gerek batıda gerekse doğuda, yine de pek çok ilim adamı, araştırmacı ve düşünür; bu kitapta görüleceği üzere vahyi kabulden hareketle ilmi ve teknolojik geliş-melerde rol sahibi olmuşlardır. Şüphesiz bunlar, insanlığın ilmi, imani ve medeni gelişmesine de fazlasıyla katkıda bulunmuşlardır.
Bu kitapta, her ne kadar batının ilmi ve teknolojik gelişmesinde rol alan ilim adamları ve düşünürlerin ortaya koydukları çalışmalar temel alınmış olsa da, bu arada gerek batıda, gerekse şarkta ilmi ve teknolojik gelişmelere parelel yayılan din ve iman karşıtı mataryalizm hastalığını tedavi edici, ilmi ve mantiki bilgilere dayalı vahyi açıklamalara da yer verilmiştir.
Bu çerçevede özellikle bir ekol olarak, eserleriyle dünya çapında etkin olmuş, özellikle iman ve metafizik meselelerle iligili anlaşılabilir, doğru ve isabetli açıklamalarda bulunan 20.yüzyıl İslam alimi Bedüüzzaman lakaplı Said Nursi’nin, vahiy kaynaklı temel eserlerinden konuya ilişkin iktibaslar yapılmıştır. Bu iktibaslar kısmen sadeleştirilse de, yine de eski Türkçe kelimelerin fazla olmasından dolayı, kitabın sonuna söz konusu kelimelere ilişkin sözlük kısmı konulmuştur.