Ruhun Aktivasyonu
Ruh bütünlüğünün en alt kademesi-şubesi, tabiat kuvvetidir. İkinci kademesi can denilen hayattar varlık olma seviyesini kazandıran etkinliktir. Üçüncü kademesi nefs denilen etki-tepki kanuna göre otomatik (iradesiz) tezahür eden içgüdüsel şuur etkinliğidir. Dördüncü kademesi ise yine etki-tepki kanuna göre irade dahilinde tezahür eden şuur-akıl etkinliğidir.
Ruhun 1.kademesi cansız varlıklarda tezahür etmekte ve onlara değişim-dönüşüm şeklinde hareket imkanı vermektedir. 2. Kademesi, basitten en karmaşık vücudu haiz bitkisel varlıklarda tezahür ederek, değişik hayati özelliğin (bitkisel hücreler bazında) olmasına imkan vermektedir. 3.Kademesi, basitten en karmaşık vücudu haiz hayvansal varlıklarda tezahür ederek, değişik şuur seviyelerinin olmasına imkan vermektedir. 4.Kademesi sadece insanda tezahür etmekte ve Ruhi etkinlik olarak iki dönemde tam şuur seviyesine ulaşmaktadır. Buluğ çağı denen zamana kadar, ki dönemi hamlik dönemidir. Bu dönemde vücud da irade olmaksızın üst şuur seviyesinin tezahürüne imkan sağlamakta ve daha sonra üstün şuur seviyesini kontrol edebilen iradenin tezahüru ile gelisme devam etmektedir.
Kabul etmek gerekir ki, varlık oluşumu ancak yüce yaratıcı bir kudretin yaratma eylemiyle mümkün olabilir. Tabi bu yaratmanın ardında da yaratılış kanunları denilen prensiplerin olması iktiza eder. Yaratma, basitten karmaşık vucutlarin yaratılışına dogru, ister değişim dönüşüm şeklinde bir evrimlesme düşünulsun, ister bir sıralama dahilinde (evrimlesme olmaksizin) ayrı ayrı tohumların açılimi olarak, yaratılmış olarak dusunulsun, her cins varlıkta benzer bazı özellikler olsada, genetik yapılarinda ve suretlerinde görülen farklılıklara bakildiginda, yaratılışın ilim ve hikmetler içeren ilahi bir kudretin eseri olduğu açıkça görülmektedir. Ki vahyi bilgiye göre maddi varlık aleminin yaratılışı iki kademeli olmuş, önce alt yapı olarak cansız varliklar (atom altı parcaciklardan, degisik minarelere ve bu minarellerden de değişik cansiz bileşik maddelere kadar) sonra bu alt yapının istimali ile üst yapı olarak canlı varlıklar yaratılmıştır. Aynı şekilde canlı varliklarda iki kademeli olarak önce nebat ozelliginde varlıklar, sonra hayvani özellikte varlıklar yaratılmışlardir. Canlıların yaratilmalari da, önce birincil tohumlar olarak ata varlıklar, daha sonra bu ata varlıklardan üreme yoluyla ikincil tohumlar yaratilmislardir. Yine vahye göre birincil tohumlar bazinda yaratılış zincirinin en son halkasınin insanın atası, ilk insan Hz.Adem olduğu vahyi hakikatlerde belirtilmektedir.
Bu bilgiler, ilim metoduna göre ortaya konulmuş olmasa da, mantık metoduna göre kabul edilebilir bilgilerdir, ki öte yandan yaratıcı kudret katından gelen bozulmamiş vahyi bilginin, en yüksek hakikat oldugunun, aklen ve mantıken kabulü noktasından, bu bilgilerin yaratılış başlangıcına iliskin var olan boşluğu kapattığı bir gercektir. Açıklamamıza devam edecek olursak;
İnsanda zigot denen tohum hücresinin oluşma evresinde belirli şartların (tabiat şartları) oluşması sonrasında üreme ile ilgili tabiat kanunları işlemekte ve ortaya çıkan tabiat kuvvetleriyle de atomik zerreler, harekete geçerek tohumun teşekkülüne imkan sağlanmaktadır. (bu duruma ilişkin bilgiler, biyokimya denilen ilim dalı ile detaylı açıklanmaktadır).
Ruh beden ilişkisi hakkında açıklama yapmaya devam edersek (İlmi tespitlere gore);
Tüm canlı varlık tohumlarına farklı programlar halinde kaydedilmiş genetik özelliklerin yani tabiat kanunlarının ve o kanunların açılımıyla harekete geçen tabiat kuvvetlerinin tahrikiyle, cansız zerreler ve entegre devreler (amino asit niteliğinde DNA, canli hücre organellerı ve hucreler) olusmakta. Bu yapılara ruh bütünlüğünün ikinci ve üçüncü kademesi yani nebati ve nefsani ruh ceryanıyla, gelişip model canlı cinsin (bitki ve hayvan) tohumunu oluşturur. Yani her tohumda olusan genetik özelliklere göre, faklı farklı vücud yapılarina evrilme olur.
Evet! Tohum halindeki bitkisel yapılar, ruh bütünlüğünün ikinci kademesinin devreye girmesiyle gelişerek otçul ve odunsul hallere dönüşür. Ayni şekilde İnsan dışındaki tüm hayvan tohumları da, ruh bütünlüğünün üçüncü kademesinin devreye girmesiyle farklı vücud biçimlerini haiz iradesiz şuur sahibi varlıklar haline dönüşür.
İnsan tohumu ise ana rahminde önce nefis etkinliği ile hayvani yapıya dönüşmekte, bu yapıda vücut aksamları oluştuktan sonra dördüncü Kademe ruhun nüfüz etmesiyle önce insani genetik özellikler-entegre devreler-DNA yapılanması çalışmaya başlar, ki burada insan vücudunda gorulen gelişmeye parelel akli gelişme de olur. Akli gelişme, belirli bir zaman sonra (Ergenlik dönemine girince) pskolojik gelişme-iradi gelişme oluşur. Böylece İnsan, beden ve ruh olarak, yaradılış gayesine uygun faaliyetler yapabilecek hale gelir.
Ali Kömürcü