İnsan hayatının başarılı geçip geçmediği konusunda, hangi ölçülerle değerlendirme yapılırsa yapılsın, sonuç yanlış olur. Yani yanılmak kesindir. Zira insan hayatı, ölümle noktalanmadıkça mutlak manada bir başarı de­ğerlendirilmesi yapılamaz. Ne kadar hikmetli sözler var. “Ne oldum deme, ne olacağım de”.

Kısacası insan yaşadığı süre içerisinde yarının ne ge­tireceğini, ne götüreceğini bilemez. Geçmişteki nisbi ba­şarıların, gelecekte artı veya eksi olarak ne miktarda et­kileyeceğini kestiremez.

Esasen hür müslüman için musalla taşında söylenen “Mevtayı nasıl bilirdiniz” sorusuna verilecek cevaba kadar, insanların mutlak manada başarılı olup, olmadığı konusu aydınlığa kavuşmaz.

Nisbi başarı konusuna gelince, şüphesiz nisbi ba­şarının en önemli ölçüsü, dünyevi yönden sağlıklı, refah içersinde yaşamak, uhrevi yönden ahlaki olgunluğa ka­vuşmaktır.

Refahın maddi boyutunu kimse inkar edemez. Ancak ahlaki olgunluğa kavuşmak, huzura kavuşmak, tamamen maneviyatla ilgilidir.

Başarının nisbilikten, mutlak seviyeye çıkmasını sağlıyacak esas ölçü işte bu uhrevi yönle ilgili ölçülendirmedir.

Hak’la ve Halkla bütünleşmemiş insanın huzurlu ve mutlu olması mümkün değildir. Yüce Allah ve ya­ratılanlara karşı sorumluluk duymayan insanın, nefsini dizginlemesi ve dolayısıyla huzurlu ve mutmain olması mümkün değildir.

Yüce Allah’ı , yeryüzünde temsil etme şuuruna varmayanların, varlık alemini bir emanet olarak içine sığdıramayanların elbette ki başarılı olması mümkün değildir.

M.Kutlu Aytuğ