Pedagogların da belirttiği üzere eğitim ve öğretim olayı, fert, aile ve cemiyet çapında yürütülen üç basamaklı bir faaliyettir.

Fert, eğitimde en temel unsurdur. Ferdin kendi kendini yetiştirmesi her ne kadar fitrî bir istek ise de, ne kadar gay­ret ederse etsin aile ve cemiyet eğitimine ihtiyaç ka­çınılmazsa şüphesiz her üç halde de insanın tabii-fitrî va­sıflarının bir diğer ifade ile biyolojik ve psikolojik vasıflarının gözönüne alınması ve geliştirilmesi esastır.

Bu nedenle eğitim ve öğretim, biyolojik, psikolojik ve sosyolojik olmak üzere üç amaca yönelik bir faaliyet ola­rak tanımlanabilir.

Biyolojik amaçtan maksat, çevreyi tanıma ve çevreye intibak etmek sureti ile tabiatla uyumlu yaşama alış­kanlığının kazanılmasıdır. Bu eğitim, biyolojik özel­liklerimizin bizi zorlaması ile elde edilen, doğumdan ölüme kadarki hayat için gerekli bilgi ve pratikleri kap­samaktadır.

Psikolojik amaçtan maksat, araştırma; keşif ve ilmi tespitler yapabilecek bir zeka olgunluğuna kavuşulmasıdır. Bunun için bilim ve iman dediğimiz iki vasıtaya ihtiyaç vardır. İşte insanlık, bu iki vasıtanın birlikte işletilmesi ile ortaya çıkar. İnsanın kendisini tanıması, sorumluluk şu­uruna kavuşması işte böyle bir iletişim sistemiyle mümkün olmaktadır.

Sosyolojik amaçtan maksat ise insanın içinde bu­lunduğu topluluktaki (aile ve cemiyet) diğer fertlere özel, resmi veya yarı resmi seviyede işbirliğine girilmesi ve bu işbirliğinin geliştirilmesidir. İçinde bulunduğumuz varlık aleminde; insan olarak sayısız ihtiyaçlara muhtaçlığımız, bizi işbirliğine zorlar. Bunun sonucu toplum madden ve manen gelişir.

Eğitimde, yukarıda belirtilen amaçlara ulaşabilmek için fertlerin gerçeği tanıyacak (iyiyi ve kötüyü anlayacak) bir mantığa kavuşturulması temel esas olmalıdır. Ki bu da iyi eğitim ile kötü eğitimi tanımakla olur.

Bu konuda değerli eğitimci M.Nafiz Akınoğlu şöyle demekte; “İyi eğitim ahlakın (vahiy temelli ahlaki esaslar) emrinde, ilmi hayata uygulama sanatıdır. Yani ıyi eğitimde; üç prensip (ahlak, ilim ve sanat) işler. Kötü eğitim ise Nefsin ((heva heves ve menfaa esasları) emrinde hileyi hayata uygulama oyunudur. yani kötü eğitimde de yine üç prensip (nefsi istekler, hile-desise ve oyun sergileme) işler.

Malesef, batının eğitim sistemi, aydınlanma çağı denilen 18.Yüzyıldan bu yana mataryalist bilginlerce, vahyi dışlar tarzda ortaya konulan ahlaki temeli olmayan, sadece menfaati esas alan bir eğitim sitemidir. Üstüne üstlük, bu eğitim sistemi bir yandan kavram anarşisi ile dimağları iğdiş etmekte, ideolojk hedefler gözeterek iyi eğitimi ortadan kaldırmaktadır. Ki bu kötü eğitim sistemi, değil sadece ülkemiz için, tüm dünya ülkeleri için büyük bir tehlikedir.

Ali Kömürcü