Eşyayı Tanımlama
Eşya genelde üç şekilde tanımlanmaktadır.
- Gözlem ve deney, tecrübenin ortaya koyduğu eşya ile ilgili kısmi hakikatlerin yanlış kavramlarla tanımlanması; mesela “bir şey kendiliğinden hareket etmez, her cismi harekete geçiren bir kuvvet vardır. Bu kuvvetlere tabiat kuvvetleri denilir. Varlığın sebebi bu kuvvetlerdir…” şeklinde yapılan tanımlamalar, kısmi bir hakikat ifade etmekte ise de yanlış kavramlara istinat ettiğinden verilen hüküm itibariyle doğru değildir. Aslında doğrusu şu olmalıdır. “Hiç bir şey kendiliğinden hareket etmez. Her cismi harekete geçiren bir kuvvet vardır. Bu kuvvetler her şeyin gerçek sahibi ve yapıcısı olan Allah’ın (C.C.) kudret tecellileri (yansıması)dir. İşte müsbet bilimin, kısmi hakikatleri ifade tarzında yaptığı bu nevi tanımlamalar ile kavramlar yerli yerine oturtulmuş olur. Zira Tabiat Kavramı; sadece kainattaki varlıkların ve vakaların bütünlüğünü, yani yaratma kabiliyeti olmayan mahlukatı ifade etmektedir. Dolayısıyla böyle bir varlığa, müstakil, şuurlu bir güç ve kuvvet atfetmek elbetteki vahim bir yanlışlıktır. Günümüz ilim anlayışında maalesef bu çeşit tanımlara çok sık rastlanılmaktadır. Böyle tanımlamalar ilk çağlardan beri yapılagelen bir tanımlama olup, bu şekil tanımlamayı benimseyen insanlar, bilerek veya bilmeyerek bir yaratıcı anlayışına karşı çıkmaktadırlar. Genel amaç da tabiatçı felsefeyi (Naturizm), müsbet bilime alt yapı etme gayretinden başka bir şey değildir.
- Gözlem ve deneylerin ortaya koyduğu eşya ile ilgili kısmi hakikatlerin doğru kavramlarla tanımlanması: Mesela “Ay tutulması, dünyamızın güneş ve ay arasına girmesiyle oluyor ki, bu olayın vukua gelme zamanları daha önce tespit edilmektedir. Aynı şekilde güneş tutulması da önceden hesap edilmektedir.” Makro alemle ilgili bu nevi doğru kavramlarla ifade edilen tespitler yanında yine müsbet bir bilim olan kimya alanında da, mikro alemle ilgili bir takım hesaplar yapılmakta ve meydana gelen reaksiyonlar doğru kavramlarla tanımlanmaktadır. Bu şekil tanımlamalar yani kısmi hakikatleri ifade etmek üzere ortaya konulan kavramlar (kanun veya kesin hüküm seviyesinde değerlendirilmiş olmak kaydıyla) her devirde kabul görmektedir.
- Gözlem ve deney mahsulü olmayan, herhangi bir delile dayanmayan ancak araştırma sonuçlan kabilinden ortaya konulan gerçek dışı faraziyelerin, şahsi kanaatlerin, doğru veya yanlış kavramlarla tanımlanması; Müspet bilim adına insanlığa en ziyade zararlı olan tanımlamalardır. İmansızlık perspektifinden eşyaya bakış mahsülü olarak ortaya çıkmaktadır. Darwin, Freud ve benzerleri, tanımlamalarını hep bu perspektife göre yapmışlardır. Esasen menfi felsefede eşyaya bu perspektiften bakmakta ve çoğu kez yanlış tanımlamalara dayalı gerçek dışı hükümler ortaya koymaktadır. Bu tür tanımlamalar, hakikatleri tahrif etme; gerçeği inkar etmekden başka bir şey değildir.