Uydu nedir, nelerden oluşur?

Uzayda başka bir nesnenin etrafında dönen herhangi bir nesneye uydu denilir. İki tür uydu vardır; doğal uydu (Dünya etrafında belirli yörüngede dolaşan ay gibi) ve yapay uydu (Roketle atılan dünya çevresinde belirli yörüngelere oturtularak dünya etrafında dolaşan çok maksatlı insanlı veya insansız araçlar gibi).

Bunların yanı sıra, her ne kadar çoğunun büyük bir cismin etrafında bir yörüngesi olmasa da,uzay keşiflerinde kullanılan uzay araçlarına da uydu denmektedir.

İlk Yapay Uydu Fikrini Ortaya Atan Bilim Adamı

Yapay Uydularla küresel iletişim sağlanması fikrini ilk ortaya atan bilim adamı, İngiliz Kraliyet Hv. K. K. lığı mühendisi ve İngiliz Gezegenler arası Kurumu üyesi Arthur C.CLARKE’dir  

1945 sonbaharında, İngiliz Kraliyet Hv. K. K. lığı mühendisi ve İngiliz Gezegenler arası Kurumu üyesi Arthur C.CLARKE, Telsiz Dünyası dergisine, dünyanın üst yörüngelerinde insansız uydularla dünyanın her yerine TV yayını yapılabilmesi hakkında bir makale yazmıştır. Dünyanın her yerine uydularla TV yayını yapılabilmesinin hedeflerini de şöyle vurgulanmıştır:

1.TV yayınları, belki de diğer uydu sistemlerinin toplamından da fazla girdi yaratarak, uydu servislerinin ana finansman kaynağı olacaktır.

2.TV, milli ve uluslar arası servis sağlayıcıları için her zaman birinci planda olacaktır.

3.TV, kullanıcılar için de en kolay kullanılan servis olacaktır.

4.Uydudan TV yayını en ucuz ve etkili, yüksek kaliteli ve en çok insana ulaşan servis olacaktır.

Bu fikirden hareketle ve esasen İkinci Dünya Savaşı sonrasında büyük gelişme kaydedilen güdümlü füze ve mikrodalga haberleşme teknolojilerinin, beraber kullanımları sayesinde yapay Uydu Haberleşme Sistemi tasarımı, Gerek teknoloji casusluğuyla ve gerekse ikinci dünya savaşı sonrası, ileri seviyede teknoloji sahibi Almanya’dan ABD ve Soyet Rusya’ya götürülen Alman Mühendislerinden yararlanılarak geliştirilmiş ve ortaya Uydu teknolojisi adıyla yeni bir teknoloji hamlesi yapılmıştır. 

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı indir-1-3.png
Yeryüzündeki Bir Görüntüyü, Dış Bükey engelini aşarak Bir Ayna Gibi Yansıtan Uydu Sistemi
Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Adsiz-2.png

Yapay uydu fikri ilk meyvesini Sovyetler Birliği tarafından SPUTNİK-1’in fırlatılmasıyla vermiştir. 1957 yılında SPUTNİK1’in uzaya fırlatılmasıyla özellikle uydu haberleşmesinin getirdiği kolaylıklar ve ekonomik kazanç dikkati çekmiştir.   

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı indir-1-6.jpg
Sputnik 1
Sputnik 1 uzayda

Dünyanın ilk yapay uydusu Sputnik 1, 4 Ekim 1957 tarihinde uzaya gönderilerek, o güne kadar Amerika Birleşik Devletleri’nin önderliğinde olan uzay çağında Amerika’nın yalnız olmadığı gösterilmiştir. Bu yapay uydu, nitrojenle dolu bir küre olup ortalama bir deniz topu büyüklüğündeydi. 58 cm çapındaki bu yapay uydu, Dünya’nın yörüngesini 96 dakikada bir dönüyordu. Kamçıya benzer dört adet anteni vardı ve bu antenler, uydunun topladığı bilgileri Dünya’ya göndermekle görevliydi. Aynı yıl Kasım ayında, Sputnik 2 adı verilen bir diğer yapay uydu, bünyesinde Laika adındaki canlı bir yolcu köpeği de barındırıyordu. Köpeğin uyduda on gün yaşaması planlanıyordu ancak stresten ve aşırı sıcaklıktan dolayı sadece birkaç saat hayatta kalabildi. 1960 yılının Ağustos ayında Sputnik 5 uzaya gönderildiğinde bünyesinde iki köpek, kırk fare ve bir grup bitki uzaya gönderilmişti. Bu uyduların gönderilmesindeki amaç, uzaya bir gün insanlı uzay aracı gönderebilmekti.

Birleşik Devletler, Sovyetler Birliği’nin bu alanda yaptığı çalışmalardan ve başarılarından etkilenmişti ve bunun üzerine uzay araştırmalarına büyük bütçeler ayırmaya başladı ve NASA‘yı kurdu. NASA’nın kurulmasını takiben  ilk aktif uydu (Explorer–1), NASA’nın yürüttüğü SCORE projesi kapsamında 1958 yılında yörüngeye yerleştirilmiştir.

Explorer–1
Explorer–1 Uzayda

Bu anlamda uzaya gönderilen ilk uydular askeri amaçlı olarak kullanılmış ve ticari uyduların da öncülüğünü yapmıştır. 1964 yılına kadar, AT&T firmasının iki TELSTAR, iki RELAY ve iki SYNCOM uydusu orta yörüngede (yaklaşık 5.600 km) çalışıyordu.

1960’ların başında, uydular çok güvenilir olmadığından, veri kullanımı da layıkıyla yapılamıyordu. Ancak, üç eksenli sabit (dönmeyen) uyduların 1963 yılında icadı ile veri kullanımı son derece cazip gelmeye başladı. Nisan 1965’de, COMSAT firmasının ilk uydusu EARLYBIRD, ABD’deki Cape Caneveral üssünden fırlatıldı. Böylelikle, küresel uydu haberleşme çağı da başlamış oldu uydu ABD malı olmasına karşın, ortaklık tamamen küreseldi. Uydu fırlatıldığında, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde yer istasyonları çoktan hazırdı. Bu uluslar arası ortaklık 19 ülkenin de katılımıyla, 20 Ağustos 1964’te global uydu servisi verilmesi amacıyla en büyük ve en kapsamlı uydu organizasyonu olan INTELSAT (Uluslar Arası Haberleşme Uyduları Organizasyonu) adı altında yeni bir organizasyon ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin 1968 yılında %1.64 hisse ile üye olduğu örgüt bugün, 10’u Atlantik, 6’sı Hint okyanusu, 2’si Asya Pasifik ve 4 tanesi de Pasifik bölgelerinde olmak üzere 22 uydu, 2700 adet yer istasyonu ile % 100’e yakın kesintisiz hizmet sunarak global iletişimde önemli bir yapıya öncülük etmektedir. Günümüz itibariyle üye ülke sayısı 141 olan INTELSAT en büyük haberleşme kuruluşudur. Yalnız üye ülkeler değil dünyadaki her topluluk ve şirket INTELSAT’ ın sağlamakta olduğu data/ses, video servislerinden ve yeniliklerinden yararlanmaktadır.

Avrupa ülkeleri ses, görüntü ve data iletişimi amacıyla 1977 yılında, Avrupa Uydu Haberleşme Örgütünü (EUTELSAT) kurdu. Coğrafi olarak Avrupa kıtası içinde bulunan ülkelerin üye olma imkânı olan kuruluşun hizmet alanı Avrupa, Orta-Doğu ve Kuzey Afrika ile sınırlıdır. Bugünkü üye sayısı 39 olan EUTELSAT, 7 uydu ile Avrupa ülkeleri arasında özel telekomünikasyon, radyo, TV hizmetleri vermektedir.

ABD Dz. K. K. lığı için, Şubat 1976′ da, mobil kullanımı içeren MARISAT uydusu fırlatıldı. 1979 yılında yeni nesil uyduları ve 35 ülkede kurulu olan 50 kıyı yer istasyonu üzerinden mobil iletişim servisi veren Birleşmiş Milletler Uluslar arası Denizcilik Organizasyonu INMARSAT kuruldu. INMARSAT, gemicilik, uçak endüstrisi, denizaşırı ve karasal mobil endüstrilere telefon, teleks, data ve faksimile servisleri sağlayan uluslar arası bir uydu konsorsiyumudur. INMARSAT’ a 68 ülke ve kuruluş üyedir. Konsorsiyumda en çok hisseye ABD temsilcisi COMSAT firması sahiptir. INMARSAT dünyadaki ikinci en büyük uydu işletmecisidir. Başlangıçta sadece sivil gemi kullanıcılarına, normal çalışma koşullarında (barış zamanı) haberleşme servisi sağlamak amacıyla kurulan INMARSAT, zaman içerisinde karasal mobil ve uçak endüstrisine de hizmet verir hale gelmiştir. Türkiye de 1989 yılında bu kuruluşa üye olmuştur ve %0.26 oranında hisse sahibidir. INMARSAT; mobil terminallere, deniz ve hava araçlarına telefon, teleks, data, faks, internet, elektronik posta, kısa mesaj ve acil durum çağrı (SOS) servisi vermektedir. 1980-1990’lı yıllarda yaşanan rekabet ve gelişen teknolojik şartlar ile doğru orantılı olarak uydu teknolojisinde de büyük mesafeler kat edilmiştir. Bunların içinde meteoroloji uyduları, uzay istasyonları, pasif ve aktif telekomünikasyon uyduları, GPS sisteminin kullanılması, uzay mekikleri, uzay teleskopları, bilimsel uydular, veri değerlendirme uyduları belli başlı olanlarıdır,

Üç eksenli sabit uydular çok büyük bir ilerleme idi, çünkü uyduya çok büyük güneş panellerinin ve çok yüksek kazançlı antenlerin takılması mümkün olduğundan, uydunun ömrü de birdenbire birkaç kat artırılabiliyordu. 1986’da uydu yayınlarını alan dev antenler yerine, taşınabilen küçük çanak anten üretimi başarıldı. Servis verilen küçük portatif uydu kitleri sayesinde CNN TV tarafından, dünya tarihinde ilk kez, bir savaşı (Körfez Harekâtını) tüm dünyaya naklen INTELSAT üzerinden yayımlanmıştır.

O günden günümüze 40 kadar ülke kendi yapay uydularını üretip uzaya fırlattı. Günümüzde Dünya’nın yörüngesinde 3.000 kadar işlevsel durumda yapay uydunun ve 6.000 kadar “uzay çöpünün” (boş yakıt tankerler ve roket fırlatıcıları gibi) bulunduğuna inanılmaktadır. Her ne kadar yapay uydular Ay’ın, Güneş’in, asteroidlerin ve diğer gezegenlerin çevresinde dönmüş olsa da bu uyduların çoğu Dünya’nın çevresinde dönmektedir. Yapay uyduların bir diğer işe yaradığı nokta ise komünikasyon sisteminin sağlanmasıdır.

Yapay Uydu Ne İçin Kullanılır?

Yapay uydular gökyüzünde dünya dışında kullanılmaktadır. Genellikle dünya dışı yaşamı keşfetmek için ve uzay hakkında bilgi toplamak için kullanılmaktadır. Aynı zamanda dünya dışı olan gezegenlerde yaşamın olup olmadığı da yine yapay uydular sayesinde yapılmaktadır. Uzay keşiflerinin araştırmasını yapmak için yapay uydulardan faydalanılır. Yapay uydular meteoroloji biliminde de kullanılır. Bu şekilde hava durumları ve mevsimsel tahminler önceden yapılmış olur. Yapay uydu pek çok alanda insan hayatını kolaylaştırır. Meteoroloji sistemlerinde yapay uydu sayesinde hava durumları tahmin edilmektedir. Aynı zamanda GPS ve konum belirlenmesinde yapay uydu oldukça fazla işe yaramaktadır. Yapay uyduların bir diğer işe yaradığı nokta ise komünikasyon sisteminin sağlanmasıdır.

Kullanım alanına bağlı olarak ağırlıkları, boyutları, fırlatıldıkları yörüngeleri ve içerdikleri bileşenlerinin hepsi değişiklik gösterebilmektedir.

  1. Astronomi Uyduları: Astronomi uyduları aslında Dünya’nın etrafında dönen devasa teleskoplardır. En büyük örnek, hubble uzay teleskobudur.
  2. Haberleşme Uyduları: Günümüzde çalışır vaziyette olan bütün uyduların nerdeyse yarısı haberleşme amacıyla uzaya fırlatılmıştır. Bu uyduların en büyük özelliği, çoğunun dünya ile aynı açısal hıza sahip olmalarıdır. Böylece, Dünya’nın yüzeyinden bu uydulara bakacak olursanız onları hareketsiz görürsünüz.
  3. Atmosfer Çalışmalarında Kullanılan Uydular: Düşük bir yörünge yüksekliğine fırlatılan bu uydular, adlarından da anlaşılacağı üzere atmosferi incelemek amacıyla kullanılmaktadırlar.
  4. Navigasyon Uyduları: Dünya yüzeyindeki konumunuzu belirlemek için kullanılmaktadırlar.
  5. Casus Uydular: Diğer ülkelerin askeri birliklerini, füzeleri veya nükleer patlamaları gözetlemek amacıyla kullanılmaktadırlar.
  6. Meteoroloji Uyduları: Hava tahminlerinde kullanılmaktadırlar.

Esas itibarıyla Yapay Uyduların 4 çeşit olduğu söylenebilir.

-Askeri Uydular

-Araştırma ve Gözlem Uyduları

-Meteoroloji Uyduları

-İletişim ve Yayın Uyduları

Bu 4 ana dalın hangi alanlarda, ne için kullanıldığını kısaca özetlersek:

-Askeri Uydular: Askeri veya Teknoloji anlamında baya gelişmiş mega ülkelerin kullandığı bir uydudur. Bomba veya füzelere karşı erken uyarı, nükleer saldırıya karşı erken uyarı ve nükleer patlamaların incelenmesi, askeri keşif veya hareketlerin gözlemlenmesi ve planlanması sürecinde bu uydular çeşitli yörüngelerde faaliyet gösterirler.

-Araştırma ve Gözlem Uyduları: Ziraat ve Ormancılık ile uğraşan büyük firma veya büyük şehirlerin çoğu bu uyduların erişimine veya kendisine sahiptir. Deniz suyu kirlilikleri tespiti, Petrol kirliliği ve artığının tespiti, Orman veya tarlaların araştırılıp tespit edilebilmesi, yangın izleme ve takip süreci sistemi, büyük şehir planlama ve harita çıkartma tespitleri, buzul hareketi tespitleri ve yeryüzü kaynakları (petrol, maden, doğal gaz) araştırmaları gibi çeşitli araştırma türlerine ev sahipliği yapar.

-Meteoroloji Uyduları: Hava durumunun tahminlerini hatasız ve net olarak çıkartması için geliştirilmiş uydulardır. Kuzey-Güney yönlerinde her bölgeden 12 saat içerisinde kendisini sürekli güncelleyerek hava durumu tahmini toplar.

-İletişim ve Yayın Uyduları: Bu uydular kendi kapsadıkları yayın alanı veya alanlarının gönderdikleri sinyallerin gücüne göre kendilerini diğer uydulardan ayırırlar. Bu kategorideki bir uydunun gücü, yayın elemanı yani TWTA(Travelling Tube-Amplifier) ile yapılan ölçümler sonucu belirlenir.

Uyduların Algılama Kapasitesi

Atmosferde  bulunan farklı moleküller ile  etkileşen  ve bundan dolayı geri yansıyan sinyalleri Dünya yüzeyinden algılamak mümkün değildir. Uyduların büyük çoğunluğu  atmosferin üzerinde bulunurlar, bu da onlara uzaydan gelen ve Dünya yüzeyinde ölçülemeyen bazı sinyalleri gözlemleme imkanı sunmaktadır.

Televizyon yayını yapan kulelerin yaydıkları sinyallerin büyük çoğunluğu, Dünya’nın yuvarlaklığı sebebiyle uzaya gönderilmektedir. Uydular bu gereksiz kaybı  ortadan kaldırarak, çok daha geniş alanlara, çok daha yüksek verimlerde yayın yapabilme olanağı sağlarlar.

Yukarıda soldaki resimde amerikada yayın yapan yer istasyonları gösterilirken, sağ tarafta tek bir uydunun sağladığı kapsama alanı gösterilmektedir. Bu iki resim karşılaştırdığınız zaman uydu sistemlerinin avantajlarını çok rahat görebilirsiniz.

Uyduların Yapısı, Kontrolü ve Frekans Ayarları

Uydular, esas yapı bakımından 3 kısımdan oluşur.

Hizmet (Servis) Alanı: Uyduyu komple yörüngede tutma ve hareketlerini düzenleme, dengelemeyi sağlayan kimyasal ve elektriksel tepki motorları, hareket işlev sistemini ve yakıt deposu ile beraber yakıtı da içerisinde bulunduran ana bölümdür.

Bilgisayar ve İşlem Kısmı: Transponder, konum bilgisayarları, iletişim bilgisayarları gibi tüm teknolojik aletlerin bulunduğu kısımdır.

Güneş Levhası ve Antenler Deposu: Güneş levhalarını, antenleri ve diğer tüm enerji ve iletişim aksamlarını depolayan dış kısımdır. Dünya üzerinde yörüngede bulunan herhangi bir iletişim ağı ile bağlantı kurabilmek için levhaların ve antenlerin tamamen dünyaya dönük olması ve bunun için bilgisayarlar tarafından ayarlanması gerekmektedir.

Uydular genellikle dünya yörüngesinde olduğundan  bilgisayarlar, kontrol anlamında  uydu fonksiyonlarını kontrol edip ayarlamaları düzenlemektedir. Ancak gerekli müdahaleler için uydu kontrolü tamamen sağlanmalı ve uydu antenleri ve levhalarıyla beraber sabit bir konumda durmalıdır. Aksi takdirde iletişim ve kontrol sağlanamaz.

Frekans planlamalarında uydular, kamu ile çok sık paylaşılmayan yazılım ve ağ paylaşımı yöntemleri ile ayarlanmaktadır. Yazılımsal olarak planlamalarda daha hızlı ve güvenli bir iletişim kurmak için birden fazla erişim yöntemi kullanmaktadır. Şifrelenmiş dosya veya ağ ile iletişim kurularak aktif faaliyetteki uydular güncelleme almaya ve ömürlerini sürdürmeye devam ederler…

Uydu Yapısı?

Haberleşme uyduları, Servis ve komünikasyon modülünden oluşur. Bu ana yapı bütün komponentleri kapsayan ve dış etkenlerden koruyan duvarlara sahiptir ve buna uydunun omurgası da denmektedir.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Adsiz-3-2.png
  1. Servis Modülü:

Servis modülü uydunun bataryalarını, yakıt tanklarını, Apogee Boost Motor’unu, iticilerini ve reaksiyon tekerlerleri (reaction wheel) gibi mekaniksel bileşenleri içermektedir.

  • Komunikasyon Modülü:

Komünikasyon modülü, adından da anlaşılacağı üzere uydunun haberleşmesini sağlayan bütün elektronik bileşenleri içermektedir. Ayrıca yakıt tankları ve apogee boost motor’u destekleyen bir merkezi tüpe (central tube)  sahiptir.

Yukarıdaki resimde, alphasat uydusunun servis modülü (sağ) ve komünikasyon modülünün (sol) montajı görülmektedir.

Bir uydunun sağlıklı bir şekilde yörüngesinde kalabilmesi için, 3 adet alt sisteme ihtiyacı vardır. Haberleşme uydularında bunlara ek bir de haberleşme sistemi mevcuttur. Unutmamak gerekir ki, uydunun görevine bağlı olarak bunlara ek birçok farklı alt sistem eklenebilmektedir.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı images-2-6.jpg
  1. Güç Sistemi

Güneş panellerinden 6-26 kW (uydunun ihtiyacına göre değişiklik gösterir) aralığında üretilen güç, elektronik komponentlerin çalışabilmesini sağlar. Coarse Sun Sensor (CSS) güneşten gelen ışıkların açısını hesaplayarak güneş panellerin maksimum verimde çalışabilmeleri için her daim güneşe dik bir konumda durmalarını sağlar.

Güneş Panelleri

Uydu fırlatılış ve Güneş tutulmaları sırasında gücünü bataryalarından karşılamaktadır. Güneş tutulmaları maksimum 72 dakika sürmektedir ve uydu ömrünün yaklaşık %1’ini oluşturmaktadırlar.

  • Yükseklik ve Yörünge Kontrol Sistemi

Dünya yüzeyinde oluşan kapsama alanını istenilen alanlarda tutulmasını sağlayan sistemdir. Gyro ve Star Trecker sensörleri yardımıyla uydunun Dünya ve yıldızlara göre yönelimi hesaplanır ve böylelikle antenlerin istenilen kapsama alanını oluşturması sağlanır.

  • İzleme ve Telemetri Sistemi

Çeşitli sensörlerden alınan bilgilerin yer istasyonuna gönderilmesini sağlar. Bu bilgiler aşağıdaki gibidir:

  • Yakıt tankların basıncı
  • Bataryaların voltajı
  • Uydunun ve bileşenlerinin sıcaklığı
  • Anahtarların durumu ve pozisyonu

Ayrıca Dopler etkisinin hesaplanması için (kaynağın harketi sebebiyle yaydığı sinyalde oluşan frekans kayması) için uydunun yörüngedeki pozisyon, hız ve ivme bilgilerini de ölçmektedir.

  • Haberleşme Sistemi

Ses, video veya verilerin sağlıklı bir şekilde iletilmesini sağlar. Uydunun haberleşmesi bir uplink ve bir downlinkten oluşmaktadır. Yer istasyonundan uplink yoluyla uyduya gönderilen sinyal yükseltilir, filtrelenir, farklı bir frekan aralığına transponder’lar yardımıyla dönüştürdükten sonra ise sinyali downlink yardımıyla Dünya’nın belirlenen kapsama alanına gönderilir.

Uydularda meydana gelen bir hasar veya oluşan bir hata geri dönülemez bir yola götürür, bu yüzden sistemlerinin ve bileşenlerinin hepsi uzay ortamında maruz kalacakları etkileri temsil eden testlere tabi tutulmak zorundadırlar. Bunun yanı sıra bu sistemler birbirini etkileyebileceğinden (bir sensörün ısınması başka bir sensörün hassasiyetini bozabilir) bazı uydular fırlatılmadan önce yıllar boyunca test platformlarında bekletilebilir. Ki testi geçmesi durumunda kullanılabilir.

Uzay Teknolojisi ve Tarihçesi

Uzay teknolojisi; uzay bilimi araştırmalaları veya havacılık endüstrisi tarafından uzay uçuşlarıuydular, ve uzayın keşfi konularında kullanılmak üzere geliştirilen teknolojilerdir. Özellikle astronomi ve yer bilimleri uzay teknolojilerinden faydalanmaktadır.

Uzay teknolojisi kavramının içine uzay aracı, yapay uydular, uzay istasyonları, ve destek altyapısı, ekipman ve prosedürler ile uzay savaşı konuları girmektedir. Uzayda çalışma yapmak; yeni aletler ve teknikler, kısacası yeni teknolojiler gerektirmektedir. Hava tahminiuzaktan algılamaGPS sistemleri, dijital uydu ve bazı uzak-mesafe iletişim sistemleri gibi günlük olarak kullanılan hizmetler uzay teknolojisi altyapısına bağımlıdırlar. Bilimler arasında özellikle astronomi ve yer bilimleri uzay teknolojilerinden faydalanmaktadır.Uzay ile ilgili girişimler tarafından üretilen ya da daha da geliştirilen yeni teknolojileri genellikle kısa sürede diğer ekonomik aktiviteler tarafından tüketilmeye başlar.

Uzay teknolojilerini kısaca açıklamak gerekirse:

1-Uydular

Uydu , uzayda başka bir nesnenin etrafında dönen herhangi bir nesneye denir. İki tür uydu vardır; doğal (Dünya’yı çevreleyen ay gibi) ve yapay (Dünyayı dolaşan Uluslararası Uzay İstasyonu gibi). Şimdi uydu çeşitlerine kısaca bi göz atalım:

  • Haberleşme uyduları
  • Direkt yayın uyduları
  • Dünya gözlemi uyduları
  • Yere eş zamanlı uydular
  • Askeri uydular
  • Keşif uyduları
  • Uydu seyir sistemleri
  • İzleme ve röle uydu sistemleri
  • Hava durumu izleme uyduları

2-Uzay keşif teknolojileri

Dünya’nın atmosferi dışında, özellikle dış uzayda çalışmak üzere tasarlanmış araç ya da makinedir. Uzay araçları insanlı ya da insansız olabilir.

 Hava robotları (aerobotlar)

  • Ay gezginleri (Ay yüzeyini araştıran araçlar)
  • Mars gezginleri (Mars yüzeyini araştıran araçlar)
  • İnsanlı uzay görevli araçları (Uzayda yürüyen insanlara ait ekipmanlar)
  • Uzay sondaları
  • Uzay mekikleri
Uzay Mekiği
Uzay Mekiği Fırlatılma Anı

3-Uzay uçuşu teknolojileri

  • Ablatif ısı kalkanları
  • Aerofrenler
  • Yükseltici roketler
  • Rampalar
  • Yeniden kullanılabilir fırlatma sistemleri

Uzay teknolojisi sayesinde geliştirilen araçlar:

1.NASA’nın yaptığı birçok çalışma öncelikle tıp alanında hastalıkların tespiti ve iyileştirilmesinde sıklıkla kullanılan cihazlarla gereçlerin geliştirilmesinde öncü oldu. İşte, o cihazlardan bazıları:

-İç organlarımızı detaylı bir şekilde incelenmesini ve görülmesini sağlayan, kanser gibi tehlikeli hastalıkların teşhisini kolaylaştıran MRI teknolojisi uzay araştırmaları sırasında bulunmuştur.

– Yeni doğmuş bebeklerin vücut ısısını ölçmek için kullanılan kulak termometreleri, ilk kez Nasa tarafından kulak zarı tarafından emilen enerjiyi ölçümlemek üzere geliştirilmiştir. Daha sonra medikal alanına uyarlanmıştır.  

– Herhangi bir durumda hastaneden uzak olup yaralanan, zarar gören bir hastadaki hasarı tespit etmek için kullanılan mobil ultrasonun geçmişi de NASA araştırmalarına dayanıyor. 

– Kanser türlerinin tespitinde kullanılan kanser dedektörleri, esas olarak uzay gereçlerindeki kusurları tespit etmek için geliştirilmiştir. 

2.GPS teknolojisi ile gideceğimiz bir yeri kolayca bulup, kimseye sormadan hızlıca oraya gidebiliyorsunuz, bu muhteşem bir şey. Bir de bunu, acilen bir yere ulaşması gereken polis, ambulans ve itfaiye araçları için düşünüldüğünde, GPS teknolojisinin önemi daha iyi anlaşılır.

3.Cep telefonu kameraları, Küçük yüzeylere çözünürlüğü yüksek kamera yerleştirilebilmesi amacıyla ilk önce uzay gemilerinde denenmiştir. Bu buluş cep telefonu kameralarına ilham vermiştir.

4. İtfaiyecilerin kullandığı, dumanda nefes almayı sağlayan oksijen maskeleri NASA tarafından yapılan araştırmalar sonucu geliştirilmiştir.

5. Yapay uzuvlar, İlk önce uzaya gönderilen robotlarda denenmiştir. Daha sonra günlük hayatta tıpta kullanılmıştır.

6.İletişim alanında bugün hayatımızı kolaylaştıran cep telefonu ve hemen her evde bulunan son sistem televizyon gibi iletişim araçları, uzay araştırmaları sonucu keşfedilmiştir.

7.Günümüzde hayatın önemli bir parçası olan internet ve bulut teknolojileri, birçok farklı ülkenin gerçekleştirdiği uzay araştırmaları sırasında keşfedilmiş sayılır. Bu önemli teknolojiler, transfer ve uydular arasında data akışıyla ilgili araştırmalarla alakalı olarak geliştikten sonra günlük hayatımızın önemli bir parçası haline geldiler.

8.Buzlanma önleme teknolojisi, uzay araçlarında denenmiş daha sonrasında otomotiv sektörüne yansımıştır.

9. 90’lı yıllarda ortaya çıkan ve kalp nakli bekleyen insanlara takılan kalp pompaları da NASA’nın araştırmaları sonucu ortaya çıktı. Bu sayede kalp nakli bekleyen hastalar için uzun yıllar yaşama kaynağı oldu.

10.Uçakların üst kanat teknolojisi NASA’ya ait

Yolcu uçaklarında sık sık kullanılan üst kanat teknolojisi de NASA tarafından dizayn edildi. Böylece uçaklar daha az yakıtla daha çok mesafe gidebiliyorlar.

11. Uçakların emniyetli uçuşlarını sağlayan rota uyarı sistemi, uzay araştırmaları sayesinde daha keşfedildi. Bugün herhangi bir uçağın rotasında herhangi bir tehlike varsa, örneğin kötü hava şartları gibi, kullanılan rota uyarı sistemi NASA tarafından tasarlanıp boeing başta olmak üzere uçak üreticilerine verildi.

12. Yer altı suları keşfedildi, NASA’nın uydu teknolojisi sayesinde Afrika başta olmak üzere yıllardır kuraklık çeken birçok bölgede yer altı suları keşfedildi.

13. NASA uzaya gönderdiği roketler için tasarladığı platformlar, roketler yükselirken oluşan titremeden dolayı yıkılmasın diye sarsılmayı dengeleyip platformdaki etkisini sıfırlayan bir teknoloji geliştirmişti. Bu teknoloji sayesinde Japonya, depremde ölen kişi sayısının azlığını buna borçludur.

14. Güneş enerjisi panellerinin enerji kaynağı olarak lullanılması; Türkiye’de ve dünyanın birçok bölgesinde sıklıkla sıcak su elde etmek ya da ısınmak için kullanılan güneş enerjisi panellerinin de kökeni aslında uzay araştırmalarına dayanıyor. NASA tarafından kurulan ERAST ekibi, çok yüksek rakımlarda pilotsuz uçakların enerji kaynağı olması için güneş panelleri üzerinde çalışmaya başlamış. İnsansız hava araçları için geliştirilen bu teknoloji, neticede evlerimize kadar girmiş durumda. 

15.Çizilmeye dayanıklı lensler, Plastik çizilmeye yatkın olduğundan başka bir çözüme ihtiyaç duyulmuştur. NASA’nın astronot kaskları ve diğer plastik havacılık ekipmanları için bir dizi çizilmeye dayanıklı yüzey geliştirmiştir. Daha sonradan günlük hayattaki lens ve gözlüklerde kullanımı başlamıştır.

16. Görünmez diş telleri, Ceradyne ve NASA’nın Gelişmiş Seramik Araştırma programı ile birlikte geliştirilmiştir. Bugün diş tellerinde kullanılmasına rağmen aslında askeri teknolojide kullanılmak üzere tasarlanmıştır.

17. İşitme cihazları, Astronotların uzaydaki sesleri güçlendirmesi için üretilmiştir.

18-LED teknolojisi, Uzayda bitki yetiştirmek için denenmiştir. Şimdilerde ise hemen hemen her yerde led teknolojisine rastlamak mümkün.

19.Ortopedik ayakkabılar, Astronotlar için geliştirilmiştir. Şimdi inşaat ve üretim endüstrilerindeki işçi ayakkabılarında kullanılmaktadır.

20.Web teknolojisi ve nesnelerin interneti; Gömülü Web Teknolojisi yazılımı veya EWB, ilk olarak NASA tarafından geliştirilmiştir. Astronotların uzay istasyonu üzerindeki deneyleri internet üzerinden uzaktan çalıştırmalarını ve izlemelerini sağlamak için oluşturulmuştur. NASA daha sonra teknolojiyi kamuya açık bir şekilde yayınlamış ve Nesnelerin İnterneti teknolojisindeki son patlamanın yolunu açmıştır.

21. Bilgisayarlardaki mouse’lar ve taşınabilir bilgisayarlar, İlk kez uzay mekikleri içerisinde kullanılmıştır.

22. Kablosuz kulaklıklar, Astronotların uzay ortamında kablosuz hareket edebilmelerini kolaylaştırmak için geliştirilmiştir.

23.El süpürgeleri, ilk kez Nasa tarafından Ay yüzeyindeki maddeleri toplamak için geliştirilmiştir. Sonradan evlerde kullanılan el süpürgelerine dönüştürülmüştür.

24. Kalp kaslarını koşullandırma makinesi, ilk kez uzay araştırmalarında kullanılmıştır.

25. Hafızalı sünger, uzay araştırmalarında keşfedilmiştir.

26. Ateşe dayanıklı boya, uzay araştırmalarında keşfedilmiştir.

27. Uzay battaniyesi, uzay teknolojisi ürünü olarak keşfedilmiştir.

28. Akıllı giysi, astronotlar için tasarlanmış ve kullanılmıştır,

Yukarıda belirtildiği üzere günlük hayatta işimizi kolaylaştıran birçok cihaz, uzay araştırmalarında keşfedilmiş ve hayatımızda önemli yer almıştır.

Uzay teknolojisinin tarihçesi

Dünyada, insan yapımı bir teknolojiyi ilk kez uzaya çıkaran ülke Sovyetler Birliği olmuştur. Sputnik 1 isimli ilk yapay uydu 4 Ekim 1957 tarihinde fırlatıldı ve alçak yörüngeye girdi. SSCB, uydunun başarılı olarak addedilmesi için hedefler belirlemişti.

  1. Dünya yörüngesine yapay bir uyduyu yerleştirme yönteminin test edilmesi
  2. Uydunun yörüngesini hesaplayarak, Atmosferin kalınlığı üzerinde bilgi üretilmesi
  3. Yörüngesel takip için radyo temelli ve optik yöntemlerin test edilmesi
  4. Radyo dalgalarının atmosferde yayılmalarının etkisinin belirlenmesi
  5. Uydularda kullanılan basınçlandırma ilkelerinin denetlenmesi

Uzayı araştırıp bilgi toplamayı denemek üzere yakın geçmişte çeşitli teknolojiler üretilmiştir. İlk yapay uydu olan Sputnik, Sovyetler tarafından 1957 yılında fırlatılmıştır. İki ay sonra, uzaya ilk gönderilen canlı olan Layka adındaki köpekSputnik 2 ile fırlatılmıştır. Amerikalılar ise bu gelişmeleri takip ederek 1958 yılında Explorer 1 isimli ilk yapay uydularını fırlatmışlardır.

NASA, 1958 yılının Ekim ayında faaliyete geçmiş ve Alan Shepherd isimli astronotu 1961 Mayıs başlarında yörüngede kısa bir uçuşa yollayarak ilk kez bir Amerikalıyı uzaya fırlatmıştır. Bugüne kadar, NASA dünya çapında önde gelen uzay programlarından birisi olagelmiştir. SSCB, NASA’dan bir ay önce kozmonot Yuri Gagarin‘i yörüngeye yollamıştır.

1961 yılına gelindiğinde Sovyetler; ilk yapay uydu, ilk canlı ve ilk insanı uzaya göndermiş olmanın yanı sıra aya ilk defa insan yapımı bir nesne göndermiş, ayrıca uzayda ilk kez tam bir gün kalan astronot ve ilk kadını göndermiştir. NASA ise günümüzde Apollo 11 görevi ile ilk insanı Ay yüzeyine indirmiş, Neil Armstrong ise 1969 yılında Ay’da yürüyen ilk insan olmuştur. NASA takip eden yıllarda MarsVenüs ve Merkür gezegenlerini incelemek üzere uzay sondaları göndermiştir. Yakın zamanda, Güneş sisteminin çeşitli yerlerine sondalar gönderilmiştir. Bunlardan bazıları Jüpiter ve Satürn‘ün uydularını keşfetmektedirler.

ABD ve Rusya arasında gerçekleşmiş olan uzay teknolojilerinde ilerleme savaşı, 20. yüzyıldaki Soğuk Savaş‘ın da bir parçasıdır. İki ülke de uzayın araştırımasının çeşitli kısımlarında ilk kez kendi teknolojilerinin kullanılması için savaş vermişlerdir. Günümüzde, diğer ülkeler de uzayın modern teknolojilerle araştırılması çalışmalarına katılmışlardır.

NASA’nın 1977 yılında ürettiği, Voyager 1 isimli uzay aracı hâlâ, günümüze kadar üretilen en kayda değer uzay teknolojilerinden biridir. Şu anda dünyadan en uzakta bulunan insan yapımı nesnedir. 2018 Mart ayı itibarıyla, 13 milyar mil uzaklığa ulaşmıştır. Kozmik radyasyon, yıldızlar ve başka pek çok konuda bilgi toplamıştır.

Bu zaman dek uzay araçlarının karıştığı çeşitli felaketler yaşanmıştır. NASA, 1986 başlarında meydana gelen Challenger felaketinden sorumludur. Fırlatılıştan saniyeler sonra, bir bozukluk yüzünden çıkan yangın uzay gemisini parçalara ayırmış, gemide bulunan herkesin ölümüne yol açmıştır. Bir başka büyük felaket ise 2003 yılında gerçekleşmiştir. NASA’nın uzay mekiği Columbia kalkış sırasında bir aksaklık yaşamıştır ancak o sırada bunun çok önemli bir sorun teşkil etmediğine kanaat getirilmiştir. Mekiğin atmosfere tekrar girişi sırasında, en başta yaşanan aksaklıktan dolayı meydana gelen bir gaz sızıntısı; mekiğin patlayarak yok olmasına yol açmış, gemideki 7 astronotun da ölümüne sebep olmuştur. Yaşanan diğer olaylar arasında, paraşüt arızası yüzünden Sovyet kozmonot Vladimir Komarov‘un hayatını kaybetmesi ve tehlikeli gaz sızıntılarının yaşanması gibi olaylar bulunmaktadır.

Türkiye’de Uydu Sistemlerinin Tarihi Gelişimi

Turkiye, dünyada kendi uydusuna sahip olan on altı ülke arasında olup, Avrupa’da ise altı ülke arasına girmiş bulunmaktadır. TÜRKSAT Projesi kapsamındaki ilk uydu olan TÜRKSAT Uydularının ana yer kontrol istasyonu Ankara Gölbaşı’ndaki Uydu Haberleşme Merkezi Müdürlüğü arazisi üzerinde, yedek yer kontrol istasyonu ise Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde bulunmaktadır.

Türkiye 1973 yılında INTELSAT’ a üye oldu. 1979’da ise, Amerika Birleşik Devletleri ile arasında telefon ve televizyon iletişimi için AKA-1A istasyonu kuruldu. Ülkemiz 1985’te EUTELSAT’ a üye oldu.1986’da INTELSAT’ tan iki transponder aldı, 1986 ve 1990 yıllarında EUTELSAT uydusu kullanıma başladı. Bu amaçla AKA-2B, AKA-3B istasyonları kuruldu. 1989’da ise INMARSAT’ a üye oldu. 1993 yılında, Türkiye uluslar arası uzay bilim, astrofizik projesinde (Spektrum X Gamma) yer aldı.

24 Ocak 1994’te TÜRKSAT-1A fırlatılmış ancak başarısız olmuştur. 11 Ağustos 1994’te, TÜRKSAT-1B haberleşme uydusu Fransız Aerospatiale firması tarafından yörüngeye yerleştirildi. 06 Eylül 1996’da TÜRKSAT-1C fırlatıldı. 11 Ocak 2001’de TÜRKSAT-2A fırlatıldı. TÜRKSAT-1B uydusunun Türkiye, Orta Avrupa ve Orta Asya olmak üzere üç adet kapsama alanı bulunmaktadır. TÜRKSAT-1B üzerinde, Ku-bantta (11–14 Ghz) çalışan on tanesi 36 Mhz altı tanesi de 72 Mhz genişliğinde toplam 16 transponder bulunmaktadır. TÜRKSAT-1C uydusu ise, Türkiye ve Avrupa İle Türkiye ve Orta Asya olmak üzere iki adet kapsama alanına sahiptir. Toplam 16 adet olan transponder sayısı sekizer adet olmak üzere batı ve doğu spotlarına dağıtılmıştır. TÜRKSAT-2A ise TÜRKSAT–1 uydularından daha fazla kapsama alanına (Avrupa’dan Asya’ya uzanan iki sabit kapsama alanı ve Doğu Asya, Afrika ve 10 Ortadoğu’ya uzanan iki hareketli kapsama alanı) ve otuz iki transponder’a sahiptir. Dijital yayınlara uyumlu, sıkıştırma yapılırsa beş kat daha fazla yayın yapılabilecek.

Türkiye’de uzay çalışmalarının kronolojisi

1925 Ankara’da T.H.K Planör Fabrikası,Kayseri’de ise Tayyare ve Motor Türk A.Ş kuruldu 1926 Eskişehir’de uçak bakım için bir tesis kuruldu

1933 İstanbul Üniversitesinde Astronomi Enstitüsü kuruldu

1950 Ankara Hava Tüneli açıldı.

1973 Türk Uçak Sanayi A.Ş (TUSAŞ) kurularak 1976 yılında faaliyete geçildi

1975 Milli savunma sanayini geliştirmek maksatlı ASELSAN kuruldu

1982 ODTÜ’de havacılık mühendisliği bölümü Anadolu Üniversitesinde ise Sivil Havacılık Yüksek Okulu açıldı

1983 Ankara’da Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu İTÜ’de ise uçak ve uzay bilimleri fakültesi kuruldu

1984 Ankara’da TAI ve ROKETSAN Eskişehir’de ise TEI kuruldu

1985–1995 HAVELSAN, MIKES, SAVRONİK şirketleri kuruldu

1988 TÜBİTAK bünyesinde SAGE kuruldu

1993 TÜBİTAK bünyesinde Uzay Bilim ve Teknolojileri Komitesi kuruldu

1994 TÜBİTAK-1B uydusu yörüngesine yerleştirildi

1996 TÜBİTAK-1C uydusu yörüngesine yerleştirildi. Türkiye’nin ulusal ilk gözlem evi TÜBİTAK TUG kuruldu

2001 TÜRKSAT -2A haberleşme uydusu hizmete alınmıştır

2003 Türkiye’nin ilk mini uydusu yörüngesine yerleştirildi Özellikte ve turbo internet özelliğine sahiptir. 50 cm’ lik antenlerle yayınları alınabilecek ve on beş yıl ömürlü olacaktır. TÜRKSAT-2A için, uluslar arası politikada Afrika’nın önem kazanması dikkate alınmış ve kapsama alanları ona göre planlanmıştır. Teknolojideki gelişmeler de 11 dikkate alınarak, dijital yayın özelliği ve turbo internet özellikleri de dâhil edilmiştir. Bunların dışında, diğer TÜRKSAT uydularında askeri Transponder olmamasına rağmen, TÜRKSAT-2A’ya askeri Transponder da konulmuştur.

TÜRKSAT uyduları teknik bilgileri

TÜKSAT UYDULARI 1B / 1C 2A Transponder sayısı 16 32, Ömür 12 yıl 15 yıl

Ağırlık 1750 kg 3400 kg

Güneş ışınlarından ürettiği enerji 3500 W 8250 W

Uydu boyutları 2.3 x 1,6 x 1,4 m3 72 x 2,3 x 1,8 m3

Güneş panellerinin uçtan uca boyutu 22 m 34 m Alıcı çanak anten çapı 60–80 cm 50 cm Kaplama alanındaki güç 50 dbW 53 db W

Tasarımı ve üretimi Türkiye’de gerçekleştirilen ilk yer gözlem uydusu, RASAT adı verilen uydu olup, DPT tarafından sağlanan kaynakla TÜBİTAK tarafından, danışmanlık ya da dış destek alınmadan Türkiye’de tasarlanıp yapılan uydudur, 17 Ağustos 2011 tarihinde Rusya‘nın Kazakistan sınırındaki Orenburg bölgesinde bulunan Yasny Fırlatma Üssü‘nden Dnepr fırlatma aracıyla uzaya gönderildi. 969 saniye içinde yörüngeye yerleşen uydu, ilk sinyalleri Türkiye saati ile 11.50’de vermeye başlamış.18 Ekim 2011 tarihindeyse uydu tarafından çekilen fotoğraflar TÜBİTAK‘ın yer istasyonuna gelmiştir. 3 yıllık bir görev ömrüne sahip olmak üzere tasarlanan RASAT; 685 km irtifada, Güneş ile eşzamanlı bir yörüngede bulunmaktadır. Pankromatik bantta 7,5 m ve kırmızı, mavi, yeşil bantlarında 15 m. yer örneklem mesafesine sahip olan uydu; haritacılıkafet izleme, kirlilik ve çevrenin izlenmesi ile şehircilik ve planlama amaçlarıyla görev yaptı. Bunun dışında, TÜBİTAK  tarafından tasarlanan ve geliştirilen uçuş bilgisayarı BİLGE, gerçek zamanlı görüntü sıkıştırma donanımı ve X-bant iletişim modülleri de bu arada test edilmiştir.

Tasarım ve Yapım Aşamasında Olan Yüksek Çözünürlü Milli Mikro Yer Gözlem Uyduları

PİRİSAT uydusu; çoklu uydu görevlerinin 6U küp uydu standartlarında bir nano uydu platformu ile gerçekleştirilebileceğini göstermek üzere Alçak İrtifa Yörüngede görev yapacak bir uydu olarak geliştirilmektedir.

pirisat-cover

PİRİSAT uydusu, ana görevi, uzay tabanlı Otomatik Tanımlama Sistemi (Automatic Identification System – AIS) uygulaması olmakla birlikte, geliştirmekte olduğumuz takım uydu görevlerine yönelik tarihçe kazanma modeli de olacaktır.

Kabiliyetler | Yetkinlikler

  • Görev Tasarımı ve Analizi
  • Uydu Tasarımı ve Analizi
  • Sistem Entegrasyon ve Test
  • Yazılım Geliştirme
  • Donanım Geliştirme
  • Uydu Haberleşmesi

Teknik Özellikler

Ana Görev: Uzay Tabanlı Otomatik Tanımlama Sistemi Verisi Algılama
Görev Ömrü: En az 1 yıl (itki sistemi olmadan)
Uydu Kütlesi: En fazla 10 kg
Görev Yükü Hacim Kapasites
2 U

LAGARI uydusu; sahada taktik görüntü ihtiyacının yakın gerçek zamanlı karşılanması, genel haritalama, orman ve bitki örtüsünün takibi, tarım alanlarının incelenmesi, afet takibi gibi amaçlara yönelik olarak görev yapacak keşif gözetleme takım uydu sisteminin ilk uydusudur.

lagari-cover

Alçak İrtifa Yörüngesinde (Low Earth Orbit) görev yapacak olan ve görev yükü olarak siyah- beyaz ve renkli nokta/şerit görüntü alma kabiliyetlerine sahip yeni nesil elektro- optik kamera taşıyan LAGARI, Uzayda olacak Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü mikro yer gözlem uydusudur.

Temel Özellikler

  • Yüksek çözünürlüklü görüntüleme
  • Hafif ve kompakt uydu yapısı
  • Yüksek dogrulukta yönelim ve konum belirleme
  • 3 eksende yönelim kontrolü
  • Yüksek verimli yapıya monte günes panelleri
  • Lityum-Demir (Li-Fe) pil teknolojisi
  • S-Bant ve X-Bant ile haberleşme

Teknik Özellikler

Kapsama: 80°K – 80°G enlemleri arası küresel kapsama
Erişim Sıklığı: Türkiye ve yakın çevresi için günlük erişim imkanı
Görüntü Sayısı: Günde en az 50 görüntü indirme
Ömür: En az 2 yıl
Yörünge: Güneş eş zamanlı yörünge

Bu uydularda kullanılacak Bilgisyar sistemleri

1.Uzay Kalifiye İşlemci Ünitesi (MICROSATPRO), mikro uydu platformlarına uyumlu, yüksek performanslı uydu görev bilgisayarıdır (On- Board Computer).

microsatpro-cover

MICROSATPRO zorlu uzay şartlarına dayanımlı, hata toleransı yüksek, güvenilir ve yüksek işlemci gücüne sahip kontrol birimidir. Çalışma yörüngesi olarak LEO hedeflenirken, en az beş yıl yörüngede kalacak şekilde tasarlanmıştır.

MICROSATPRO, FPGA (soft işlemci tabanlı) üzerinde koşan işletim sistemine sahiptir. Mikro uydu platformlarında sıklıkla kullanılan arayüzler (RS485, RS422, CAN, Spacewire, SPI, I2C, vb.) ile desteklenmektedir. Modüler tasarımı sayesinde hedef platforma entegrasyon kolaylığı sağlanabilmektedir.

Münferit Parçacık Etkilerinden (Single Event Effect) korunma için MICROSATPRO kapsamında işlemci için Hata Toleranslı (FT- LEON3) çekirdek, FPGA içerisinde Üçlü Modüler Yedeklilik (TMR), hafıza birimlerinde Hata Tespit ve Düzeltme (EDAC), yazılım üzerinde Watchdog, güç birimlerinde LCL (Latch- up Current Limiter) önlemleri alınmıştır.

Genel Durum

Beklenen Yaşam  5 yıl (LEO)
İşlemci  32-bit Leon 3 Hataya Dayanıklı İşlemci İşlemci Saati  48 MHz SDRAM 32 MB (Hafıza Üzerinde EDAC)
SRAM  8 MB (EDAC)
Öğretim Önbelleği  8 kB
Veri Önbelleği  4 kB
Gerçek Zamanlı Saat (RTC)  Var
Watchdog  Var
ROM (SPI)  128 MB (Hafıza Üzerinde EDAC)
ROM (Paralel)  8 GB (EDAC)
Çalışma Sıcaklığı Aralığı  -20°C ile +60°C arası Güç Kaynağı Girişi  4.4 V ile 5.5 V arası Radyasyon (TiD)  20 kRAP (Si)  
Ara yüzler
SpaceWire  10 Mb/sn
SPI  10 Mbps
I2C  400 Kbps
CAN  1 Mbps




 
4/4
Seri Bağlantı Girişleri
Seri Bağlantı Girişleri
 

RS422 Giriş/Çıkış

RS422 Giriş/Çıkış / RS485 UART
6
PPS Arayüzü RS485 PPS Giriş/Çıkış1/1
GPIO 3.3 V/ 5 V8/8
Hata Ayıklama CPU için JTAG Portu (Gerçek Zamanlı Hata Ayıklama Arayüzü) 1

Boyut/Ağırlık ve Güç

Nominal Güç Tüketimi 3.0 W
Ağırlık 280 g
Uzunluk 130 mm
Genişlik 126 mm
Yükseklik 18 mm

2.Uzay Kalifiye İşlemci Ünitesi (NANOSATPRO), nano uydu platformlarına uyumlu, ileri düzey görevler için güvenilir yüksek performanslı uydu görev bilgisayarıdır (On- Board Computer).
NANOSATPRO zorlu uzay şartlarına dayanımlı, hata toleransı yüksek, güvenilir ve yüksek işlemci gücüne sahip çözüm sunmaktadır. Çalışma yörüngesi olarak LEO hedeflenirken, en az 2 yıl bu yörüngede kalacak şekilde tasarlanmıştır.

NANOSATPRO, FPGA (soft işlemci tabanlı) üzerinde koşan, gerçek zamanlı bir işletim sistemine sahiptir. Nano uydu platformlarında en sıklıkla kullanılan arayüzler (UART, RS485, CAN, SPI, I2C) ile desteklenmektedir. Tekli nokta etkilerinden (Single Event Effect) korunma önlemleri kapsamında FPGA içerisinde TMR, hafıza birimlerinde EDAC, yazılım üzerinde Watchdog, güç birimlerinde LCL bulunmaktadır.

Temel Özellikler

Beklenen yaşam: 2 yıl (LEO)
İşlemci: 8051 Softcore / Leon 3 FT (Hata Toleranslı) Softcore 
İşlemci saati: 48 MHz 
SDRAM/SRAM: 32 MB (Hafıza üzerinde EDAC) / 8 MB (EDAC) 
Öğretim önbelleği: 8 kB 
Veri önbelleği: 4 kB
SPI Flash: 128 MB (Hafıza üzerinde EDAC)
MikroSD Kart Desteği: Var  
Gerçek Zamanlı Saat (RTC): Var 
Watchdog: Var
Çalışma sıcaklığı aralığı: -20°C ila +60°C 
Güç kaynağı girişi : 3,0 V ila 5,5 V 
Radyasyon (TiD) :  20 kRAD (Si) 
SPI 10 Mbps2
I2C 400 Kbps2
CAN 1 Mbps1
Seri Bağlantı Girişleri RS48 5 UART3
GPIO 3,3 V8
Hata Ayıklama CPU için JTAG Portu (Gerçek Zamanlı Hata Ayıklama Arayüzü) 1

Bu arada Ayrıca Geliştirilmekte Takım Uydu Görev Planlama Yazılımı ile uydu veya uyduların görevlerini, uydu/görev kısıtlarına ve kaynaklarına (manevra ve aydınlanma kısıtları, hafıza ve güç kapasitesi vb.) göre planlama yapılabilmekte, görevin icrası için gerekli parametreleri yüksek doğrulukla hesaplanabilmekte ve uydu sisteminden azami seviyede fayda sağlanabilmektedir.

Takım Uydu Görev Planlama Yazılımı

Takım Uydu Görev Planlama Yazılımı ile uydu veya uyduların görevlerini, uydu/görev kısıtlarına ve kaynaklarına (manevra ve aydınlanma kısıtları, hafıza ve güç kapasitesi vb.) göre planlama yapılabilmekte, görevin icrası için gerekli parametreleri yüksek doğrulukla hesaplanabilmekte ve uydu sisteminden azami seviyede fayda sağlanabilmektedir.

Takım Uydu Görev Planlama Yazılımı Özellikleri

  • Takım uydu görevlerini planlama
  • Çakışmalardan arınmış otomatik planlama yapabilme
  • Farklı görüntü tiplerini (nokta, şerit, eğimli şerit, geniş alan) planlayabilme
  • Kompleks yönelim manevralarının yönetimi
  • Yunuslama (pitch) açılarının optimizasyonu

Google’den derleme

A.K